Bu ay ele aldığımız hemen bütün konular tarihe doğru şekilde bakmamız ve tarihi doğru şekilde anlatmamız adına mesajlar taşıyor. Yahya Kemal'in Genç Türk cereyanını anlatırken "Beyhude akıntıya kürek çekmişiz!" itirafı; Çanakkale'de savaşın seyrini değiştiren Seyit Onbaşı'nın fakirlik içinde yaşayarak vefat etmesi; iki Afgan'a yaptırılan terör saldırısının Osmanlı'ya mal edilerek Avustralya'nın Çanakkale muharebesine sokulması; Balkan Savaşlarında hayatlarını tehlikeye atarak Hindistan'dan İstanbul'a gelen yardım heyeti; yüz yıl önce çiftçiliğimiz için söylenen "Vatan toprak demektir. Ziraat ise toprağı imar etmek… Demek oluyor ki, ziraate hizmet, vatana hizmettir" sözleri tarihe ayna tutmaktan, tarih aynasına ibretle bakmaktan öte ne olabilir ki?
Bu ay, kapakta sorduğumuz soruyla da günümüz tarih eğitimine ayna tutmak istedik. Bunu yaparken, son yıllarda tarihe ilginin arttığı gibi tarih eğitimine de ilginin artması gerektiğigöz ardı edilmemeli. Gerçek tarihin anlatılmadığı şikayetinde bulunmaktansa, tarih eğitiminin ve geleceği şekillendirecek tarihçilerimizin yetiştirilme şartlarının daha fazla düşünülmesi gerekiyor. Bu bakış açısıyla, farklı üniversitelerden, tarihçilik ve tarih eğitimi üzerine söz sahibi akademisyenlerimize sorular yönelttik, sayfalarımız el verdiği ölçüde görüşlerini kaydettik.
Ülkemizde halihazırdaki tarih eğitiminin bir fotoğrafını, daha da öte, tabiri caizse bir röntgenini çekmeye çalıştık. Bu çalışmamızda kıymetli fikirlerini bizlerle paylaşan Prof. Dr. Abdülkadir Özcan, Prof. Dr. Azmi Özcan, Prof. Dr. Feridun Emecen, Prof. Dr. Hayrunnisa Alan, Prof. Dr. İdris Bostan, Prof. Dr. Muammer Demirel, Prof. Dr. Necdet Öztürk, Doç. Dr. Bahri Ata, Doç. Dr. İsmail Hakkı Demircioğlu hocalarımıza şükran ve saygılarımızı sunuyor, bu çalışmamızın tarih eğitimi üzerine daha etkili ve önemli kararlara katkıda bulunmasını ümit ediyoruz.
