2018 Kasım

Yedikıta - Sayı 123

Yedikıta Dergisi

Yedikıta - Sayı 123 Gönderileri

Yedikıta - Sayı 123 kitaplarını, Yedikıta - Sayı 123 sözleri ve alıntılarını, Yedikıta - Sayı 123 yazarlarını, Yedikıta - Sayı 123 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Selçuklulardan miras dinî ve kültürel temeller üzerinde yükselen Osmanlı Devleti, nev’i şahsına münhasır bir anlayışla, kısa sürede cihan devleti hâline geldi ve onlarca yabancı unsuru, İslâmiyet’in kuşatıcı idaresinde yaşatmasını bildi. Bunda, temel prensiplerinden biri “itidal” olan Ehl-i Sünnet itikadının muhafazası ve devamının rolü büyüktür…
İstanbul böyle işgal edildi.. (İlk kez duydum bunları)
İşgalin en acı taraflarından biri mülke el koyma idi. Herhangi bir düşman zabiti beğendiği evin içindekileri kapı dışarı edebilme hakkını kendinde bulabiliyordu. Hatta istediği kimseleri meçhul diyarlara gönderme yetkisinde. ***Bu el koyma hadisesi o kadar arsız boyutlara ulaşmıştı ki İtilaf güçleri dahi kendi aralarında çatışmalar yaşıyordu.*** •••Hatta bu çatışmaları önlemek için "Müttefikler arası el koyma bürosu" adında bir kurum bile oluşturulmuştu••• Sadece özel mülkiyeliler değil, birçok kamu binası da işgalden nasibini almıştı. kendilerini Medeni(!) addeden bu devletlerin alenî gasplarıyla binlerce İstanbullu Müslüman evsiz kalmıştı.
Reklam
Rahatı terk et ki rahatlık bulasın. •Keçecizade İzzet Molla
Savaşların kazananı olmaz ama kaybedeni hep insanlardır.
Günümüze göre daha iyi bence
Osmanlı devrinde çocuk kıyafeti tabir edilecek modelde yalnız çocukların giyimine mahsus kıyafetler yoktu. Çocukların kıyafetleri yetişkinlerin kıyafetlerinin ölçü olarak küçültülmüş şekliydi.
Osmanlı çocuk doğunca..
Farklı uygulamalar olsa da, hadisi şeriflerde geçtiği üzere dünyaya gelişinin 7. günü bebeğe isim koymak, saçını tıraş ettirip (mümkünse) kesilen saçın ağırlığınca altın tasadduk etmek ve akika kurbanını kestirmek âdettendi.
16 öğeden 11 ile 16 arasındakiler gösteriliyor.