Kasım 2021

Yedikıta - Sayı 159

Yedikıta Dergisi
Şehidler
"Bilakis, onlar berhayattırlar fakat siz bilmezsiniz..."
Sayfa 3 - Çamlıca Basım YayınKitabı okudu
Reklam
Genelde selamlaşma ve barış ifadelerinim yer aldığı kayıtlardan en anlamlılarınsdan biri Arapça olanı. - "Yıldızlardaki dostlarımıza selamlar olsun. Umulur ki semada bir yerde buluşacağız..."
ÇORBA Basralı alimlerden onlarca eseriyle meshur Câhız (v.869), Kitabü'l-Buhalá isimli eserinde, Ahmed bin Halef el Yezidi'nin çorbayla alâkalı tavsiyelerini nakleder: "Kışın, hanımına çorba yaptırmaya bak! Çünkü çok bereketli. İnsanı tok tutmakla kalmıyor, şıra ve su ihtiyacını da karşılıyor. Çorba içen, terlediğinde cildi yumuşar, zararlı fazlalıklarını dışarı atar. Fazla yeme isteğini önler. Ayrıca vücudu Isıttığından, çoluk çocuğun içinde kömür yanıyormuş gibi olur. İnsanı yakacaktan ve yünlü giyecekten kurtarır. Yakacak, her şeyi karartıp kuruttuğu gibi, çabucak biter. Büyük paralar sarf edilmesine sebep olur. En kötüsü de yakacağa alışanı, yakacaktan başkası kurtarmaz. Sana çorbayı tavsiye ederim. Bilesin ki çorba, yalnızca ileri gelenlerin ve tecrübelilerin evinde olur. Tavsiyemi, sefkatli bir nasihatçinin ve tecrübeli bir hikmet sahibinin tavsiyesi olarak gör."
Kabristanlık duvarı Namık Kemal, rodos mutasarrıflığı görevindeyken, kabristanlığın etrafına duvar üzülmesi için kendisine müracaat edenlere şöyle der: “Buna gerek olduğunu zannetmiyorum. İçerdekiler isteseler de dışarı çıkamazlar; dışarıdakiler yalvarsanız da içeri girmek istemezler.
Yedikıta
Efendimiz’in(sav) Allahü Teala’dan getirip, çehar-ı yar-ı güzine ve sahabe-i kiram hazaratına öğrettiği Ehl-i sünnet ve’l cemaat yolunun yolcusuyuz. Mezhebimiz ve Meşrebimiz belli şükür:İtikadda mezhebimiz Mâturidî, amelde meshepimiz Hanifi… Osmanlı’nın derdi de bu idi. Ahmed pak
Yedikıta
Reklam
Tadında Bırakmak :)
(Bir şeyin ölçüsünü kaçırıp tadını bozmamak) Hayatın her sahasında ölçülü olmak lazımdır; yemede, içmede, uykuda, konuşmada, susmada, gülmede... Lafi uzatmak, tadını kaçırmak veya yapılan/ anlatılan bir şeyi tadında bırakmak ile alakalı bu deyim için şöyle bir kıssa anlatılır: Patlıcanları incire benzetemeyen köylü, o zamandan bu zamana kadar, meyvenin boyu büyümüştür, rengi değişmiştir diye düşünür. Patlıcanlardan birinin tadına bakar. Çiğnedikçe tatsız, tuzsuz bir şey olduğunu anlar. Suratını ekşiterek manava, "Bak hemşerim, gücenme dediğime, sen bunların boylarını fazla uzatıp bu sefer tadını kaçırmışsın." der. Saf bir köylü, çarşı pazar dolaşırken manavda taze incir görür. Bir miktar satin alır, köyün yolunu tutar. Yolda giderken incirlerin tadına bakar, yedikçe yiyeceği gelir, tadı damağında kalır. Aylar sonra tekrar şehre iner. Daha önce incir aldığı manavı arayıp bulur. İncirin mevsimi geçtiği için manavda incir yoktur. Köylü, incirin adını bilmediğinden, manava inciri "Dışı mor kayış, içi çekirdekli..." diye tarif etmeye çalışır. Manav, "Olsa olsa bunun anlatmak istediği patlıcandır." diyerek, köylüye bir okka patlıcan verir. Patlıcanları incire benzetemeyen köylü, o zamandan bu zamana kadar, meyvenin boyu büyümüştür, rengi değişmiştir diye düşünür. Patlıcanlardan birinin tadına bakar. Çiğnedikçe tatsız, tuzsuz bir şey olduğunu anlar. Suratını ekşiterek manava, "Bak hemşerim, gücenme dediğime, sen bunların boylarını fazla uzatıp bu sefer tadını kaçırmışsın." der.
Yaklaşık yarım asırdır boşlukta yol almaya devam eden Voyager 1 aracı, Dünya'dan en uzakta bulunan insan yapımı nesne konumunda ve saatte 61.000 km hızla ilerliyor...
Velhasıl bir zamanlar hüküm sürdüğümüz toprakları gördükçe mübarek bir ecdadın torunu olmanın haklı gururunu yaşıyorsunuz... Selam olsun hepsine, rahmet olsun cümlesine...
Sayfa 38 - Çamlıca Basım YayınKitabı okudu
En büyük motivasyonları ise her zaman olduğu gibi yüksek idealleri ve güçlü maneviyatlarıydı.
Sayfa 3 - Çamlıca Basım YayınKitabı okudu
Reklam
TADINDA BIRAKMAK (Bir şeyin ölçüsünü kaçırıp tadını bozmamak) Hayatın her sahasında ölçülü olmak lazımdır; yemede, içmede, uykuda, konuşmada, susmada, gülmede... Lafı uzatmak, tadını kaçırmak veya yapılan/ anlatılan bir şeyi tadında bırakmak ile alakalı bu deyim için şöyle bir kıssa anlatılır: Saf bir köylü, çarşı pazar dolaşırken manavda taze incir görür. Bir miktar satın alır, köyün yolunu tutar. Yolda giderken incirlerin tadına bakar, yedikçe yiyeceği gelir, tadı damağında kalır. Aylar sonra tekrar şehre iner. Daha önce incir aldığı manavı arayıp bulur. İncirin mevsimi geçtiği için manavda incir yoktur. Köylü, incirin adını bilmediğinden, manava inciri "Dışı mor kayış, içi çekirdekli..." diye tarif etmeye çalışır. Manav, "Olsa olsa bunun anlatmak istediği patlicandır." diyerek, köylüye bir okka patlıcan verir. Patlıcanları incire benzetemeyen köylü, o zamandan bu zamana kadar, meyvenin boyu büyümüştür, rengi değişmiştir diye düşünür. Patlıcanlardan birinin tadına bakar. Çiğnedikçe tatsız, tuzsuz bir şey olduğunu anlar. Suratını ekşiterek manava, "Bak hemşerim, gücenme dediğime, sen bunlarin boylarını fazla uzatıp bu sefer tadını kaçırmışsın." der.
"Buradan bir Osmanlı geçti."
Sayfa 38 - Çamlıca Basım YayınKitabı okudu
Gazadır din-i İslamın şi'arı Gazadır padişahlar iftiharı Gazayile açılır memleketler Gazadan fevt olurnur her cihetler Gaza bekler bahadırlar işidir Gazayile olur şahın işidir Gazanın ecrine olmaz tenahi Gazadır şehlere farz-ı ilahi Gazayile olur fevz ü ganayim Gazayile olur ma'füv cerayim CELALZADE MUSTAFA ÇELEBİ
1660'ta Belgrad'ı ziyaret eden ve 120 gün kalan Evliya Çelebi, șehir hakkında tafsilatlı malumat vermiştir. Çelebi'nin anlattıklarına göre, şehirde asker, ayan ve ulema haricinde 98 bin kişi yaşıyordu. Çelebi, şehrin ileri gelenlerine ait 160 kadar sarayın bulunduğunu söyler, 11 tanesinin ismini verir. Şehirde 217 cami ve mescid, 270 medrese, 17 tekke, 600 sebil, 6 kervansaray, 10 hamam, 40 han ve 3.700 dükkânın bulunduğundan bahseder. Eserinde ayrıca 38 tane Müslüman mahallesinin ismini verir. Kâtib Çelebi de Belgrad'da 100 kadar bahçeli camiin olduğunu söyler. Bu kadar çok cami olan bir şehirden, günümüze sadece bir ulaşmıştır.
Sayfa 33
Berceste
Ey muallim, âlet-i tezvîrdir eşrâra ilm Kılma ehl-i zulme ta'lim-i maârif zînhâr Fuzûlî (Mehmed) Ey öğretmen, şerli kimseler ilmi, yalan dolan ve fitnelerine alet ederler, sakın zalim ve adil olmayan kimselere ilim öğretme.
Resim