İslam, semavi bir akideye dayanarak ahlaka ve ahlaki unsurlara çok büyük önem verdiği gibi insan ruhunu, hayra, yükseltmeye ve olgunluğa davet etmek suretiyle geliştirip zirveye yükseltir...
İslami toplum, her tarafı açık bir toplumdur... Her türlü inanç, mezhep ve fikir, O'nun gölgesinde yaşamaya muktedirdir... Baskı, kurulmasının veya yaşamasının ana unsurlarından değildiri... Polis veya ordu kuvveti ile kendini korumaz... Kendine tabi olmayanları korkutmaz, sıkıştırmaz, Sibirya kamplarına sürmez ve onları istismar etmez... Çünkü O, akideye ve bunun gölgesinde yaşayan her insanın, bu akideye dayanan nizama uymasına dayanmaktadrı!... İşte bunun için İslam camiası, en ufak bir engel ve bağ olmaksızın bütün Müslümanlara açık olduğu gibi her türlü ırk, renk ve millete tabi olanlara, hatta Müslümanların himayesine giren gayr-i müslimlere de tamamen açıktır.
İşte bütün bu hususiyetler, İslam nizamını, cihanşümul bir nizam ve İslami toplumu, bir ırka veya bir fırkaya bağlamayan müstesna bir toplum haline getirmektedir.
Şu halde anlaşılmıştır ki: Yalnız İslam camiası, her bir dünyayı kaplayan cihanşümul bir camiadır... Ve yalnız O, beşeriyetin barış, istikrar ve emniyet içinde serbestçe yaşamasını temin eden tek yoldur!...