Tarihimizin İbret Levhası

Yemende Türkler

Zeki Ehiloğlu

En Eski Yemende Türkler Sözleri ve Alıntıları

En Eski Yemende Türkler sözleri ve alıntılarını, en eski Yemende Türkler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Rahmetli mukaddesat şairimiz Mehmet Akif'in Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda mısra'ı Yemen'in bütün yol kavşaklarına asılmağa değer bir levhadır. Ebediyen yerini bulamayacağımız bu azizlerin mezarlarını bulup ziyaret edemesek de hatıralarını unutmamak üstümüze düşen borçtur. Benimle birlikte gelirseniz, hem sizi zahmetsiz, masrafsız buralarda dolaştırmak bana zevk verir; hem de unutulacaklarından benim korktuğum, sayısını öğrenmekten tarihin ürktüğü Yemen topraklarında yatan Türk çocuklarının ruhu şad olur.
Sayfa 27 - KİTABEVi ☪ KASIM 2001Kitabı okudu
Fıkra
Haklı olarak diyebilirsiniz ki, Yemen'i bırakıp çıkalı yıllar geçti, gezelim, dolaşalım ama sizin bildiğiniz zamanla şimdiki Yemen aynı mıdır? Tabiî geçen zaman içinde orada çok değişiklikler, yenilikler olmuştur. Bize vereceğiniz malûmat bayatlamış olmaz mı? Doğru, fakat; hâlâ Yemen'de bulunan bir dostumla muhabere ediyorum. Bu satırları
Sayfa 27 - KİTABEVi ☪ KASIM 2001Kitabı okudu
Reklam
Zamanla bizim görüşümüz, düşünüşümüz, nesillerimiz elbet değişecek; lâkin «YEMEN'DE TÜRKLER» in canlan ve kanları ile yaptıkları tarih asla değişmeyecektir. Ben bunu mürekkeple yazarak bir kitap halinde derlemeğe çalıştım.
Sayfa 29 - KİTABEVi ☪ KASIM 2001Kitabı okudu
Fakat Yemen nasıl yerdir? Orada nasıl yaşanır? İhtiyaçlar nasıl temin edilir? Hastalıklarına karşı ne gibi tedbirler alınmalıdır? Bunlara dair hiç bir şey öğrenmemiştik. O zamanki okutma programlarından ve elimize geçen kitaplardan nasıl ki Fransa'yı Anadolu'dan daha iyi bellediysek Tibet ve Dalaylaması hakkında az çok bilgi edindiğimiz halde bir vilâyetimiz olan Yemen ve İmam'ını öğrenmek fırsatım bulamamıştık. Eminim, bize Yemen coğrafyasını okutan hocalarımız da bilmiyorlardı. Zaten Yemen meçhul kalmış bir diyardır.
Sayfa 30 - KİTABEVi ☪ KASIM 2001Kitabı okudu
Vapurda konuşacak bir arkadaş arıyordum. Vapuru birkaç defa baştan başa dolaştım. Fransızca, Almanca, italyanca, Romence her dilden konuşuluyor, yalnız Türkçe işitmiyorum Kendi kara sularımızda iken koca vapurda tek başıma kalmışım gibi yalnızlık hissediyor, çocuklar gibi her şeyi yadırgıyorum. Hele sofrada iki yanıma oturmuş Romen kızlarının sağdan soldan benim kulağıma fısıldarcasına birbiriyle konuşup gülüşmelerinden almıyorum. Benimle alay ediyorlarmış gibi geliyor. Bir Türk görsem nerede ise sevinçten boynuna sarılacağım, kendi kendime söyleniyorum:
Sayfa 31 - KİTABEVi ☪ KASIM 2001Kitabı okudu
kimlerdi acaba?
Böyle kâh hayaller kurarak, kâh İranlı arkadaşımla anlaşmağa çalışarak, bazen kitap okuyarak İskenderiye limanına yaklaşacağımız sırada iki adamın İstanbul şivesiyle ve yavaş sesle Türkçe konuştuklarını işittim. Şimdiye kadar vapurda bu adamlara rastlamayışıma hayret ettim. Sevinçle yanlarına yaklaştım. Kendimi tanıttım. Bunlardan biri işaretle beni kenara çağırdı. İnsanlara görünmekten çekinen bir hali vardı. Merakım arttı. Gittiği köşeye doğru yürüdüm. Yavaş sesle kim olduğumu, nereye gittiğimi kısaca sordu. Ondan sonra: - Biz ikimiz de zabitiz. Trablusgarp'a gidiyoruz. Hüviyetimizi kimseye belli etmek istemedik. Gerçi Akdeniz'i geçtik ama daha yerimize ulaşıncaya kadar yolumuz uzun. Olabilir burada İtalyanlar vardır. İhbar ederler. Bunun için vapurda bizimle konuşmamanızı rica ederim. Sizin de yolunuz açık olsun, dedi. Hararetle el sıkışarak ayrıldık. İsimlerini bile soramamıştım. Gizlenmekte hakları vardı, çünkü geçecekleri mıntıka İtalyanların kontrolü altında biz ise İtalya ile harp halinde idik. Onlar harp mıntıkasına, Garp Trablus'a gidiyorlardı. Tehlike yalnız onlar için değil, benim için de vardı.
Sayfa 33 - KİTABEVi ☪ KASIM 2001Kitabı okudu
16 öğeden 11 ile 16 arasındakiler gösteriliyor.