Puan

6.610 üzerinden
3 Kişi · 1 İnceleme
84 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
İsveç edebiyatı ile tanışmama vesile olan kitap. Kültür Bakanlığı'nın ilk baskısını buldum raf arasında, 1990 yıllarında basılmış eski bir kitaptı. Benim eski kitaplara karşı daha bir ilgim oluyor, çekiyor kendini biraz. Başladım okumaya... Selma Lagerlöf'ün dilini, anlatmaya çalıştıklarını az buçuk kavramış oldum. Okumaya devam ederken diğer hikâyelerine ve yazılarına da baktım yazarın, aynı tür konularda yazıyor; dağ, kasaba, köy, hayatlarında yaşayan çiftçi, rahip, işçilerin hayatlarını romantik bir üslûpla ele alıyor. Başlarından geçen zorlukları anlatırken, dağları, ovaları öyle güzel anlatıyor ki sanki karşınızda o yerleri görüyorsunuz. Ben böyle betimlemeleri çok severim açıkçası, canlandırırım kafamda anlattığı yerleri, kişileri ve kitaba dahil ederim kendimi. Kitabı okurken de kendimi sık sık bir kasabada at arabası üstünde yol alırken veya bir tarlada çalışırken buldum. Hikâyesi güzeldi. İftiraya maruz kalmış genç bir köylü kızının başından geçen olayları, ailesine olan bağlılığını, başka bir hayata nasıl geçtiğini anlatmış, "ne oldum dememeli, ne olacağım demeli" mesajını vermeye çalışmış. Yalnız şöyle bir sorun vardı, çeviren abimiz biraz kendi şivesini eklemiş. "Sen gel hele gardaş" "Hele bah hele" gibi absürt konuşmalar okudum, İsveç dilinde de böyle kelimeler olduğunu zannetmiyorum:) Ayrıca kitap kapağı da pek iç açıcı değil, yeni baskısını görmedim ama simsiyah kapağı değiştirmeleri lazım. En azından kapağa dağ resmi falan koyun, böyle güzel durmuyor. Mutlu pazarlarınız olsun... :)
Yemin
YeminSelma Lagerlöf · Kültür Bakanlığı Yayınları · 19908 okunma
Resim