Yeni Kapitalizmin Kültürü

Richard Sennett

Yeni Kapitalizmin Kültürü Quotes

You can find Yeni Kapitalizmin Kültürü quotes, Yeni Kapitalizmin Kültürü book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
XIX. yüzyılın büyük sanatçısı Honoré de Balzac kendi kendini tüketen tutkuları anlatmıştır. Balzac’ın sahip olmadıkları şeyleri yana kavrula isteyen karakterleri, istediklerine sahip olduktan sonra şevkini kaybeder. Bu karakterler Proust’un ünlü Aşk Yasası’nın habercileridir; kişi ne kadar erişilmezse o kadar çok arzulanır. Goriot Baba’da Balzac bu psikolojinin toplumsal bir geçişi, biriktirmiş olduğu her şeye sıkı sıkıya tutunan eski moda köylülerden, yerine getirildiğinde ölen maddi arzular içinde yaşayan daha kozmopolit karakterlere bir geçişi temsil ettiğini tahayyül eder. Sosyologların bu toplumsal değişimi kurumlardaki bir değişimle, örneğin, miras kalan toprakların ya da evlerin bir servet kaynağı olmaktan çıkmaya başlamasıyla yahut daha özgürce ve düzenli bir şekilde harcanabilen tek kullanımlık, aylık gelirin artmasının ya da makine üretiminin yığınla yeni şeyin satın alınmasını olanaklı kılmasıyla açıklaması mümkün
Young’ın anladığı şekliyle meritokrasi hem bir fikir, hem de bir sistemdir; bu sistem, kurumun, bir kez yargılanmış bir insana aldırmazlığı üzerine kuruludur
Reklam
Bir şeyi o şeyin kendisi için yapmak. İnsan bir şeyi nasıl iyi yapacağını ne kadar iyi anlarsa, ona o kadar özen gösterir. Ne var ki, kısa vadeli işlemler ve sürekli değişen görevler üzerine kurulu olan kurumlar bu derinliği üretmez
Newman’ın deyişiyle, “düşme korkusu”, çoğunun üstesinden gelmeye kararlı olduğu bir şey. Fakat bu marjinal erkekler kendi cemaatleri içinde görünmez oluyorlar. İşe yaramazlık meselesini gündeme getirmekten korkan diğerleri onlara fazla soru sormaktan kaçınıyor. Orta yaşlı bir bilgisayar programcısının dediği gibi. “Arkadaşlar futboldan ve çocuklardan konuşup, işle ilgili konulara girmekten kaçınıyor.” Bu marjinalleşmiş erkekler eskiden çalıştıkları firmada geliştirmiş oldukları ilişki ağlarını değerlendirmeye çalıştığında “sanki hiç kimse seni tanımıyor” diyor bir başkası. Bu insanların marjinalliklerini çevreleyen sessizlik, Amerika’nın en büyük toplumsal tabusuna; başarısızlığa, dile getirilmeyen konumuza işaret ediyor.
Eşitsizlik mesafeye dönüşür; mesafe ne kadar fazlaysa –iki tarafta da hissedilen bir bağlantı ne kadar azsa– aralarındaki toplumsal eşitsizlik de o kadar büyüktür.
1990’ların başlarında Silikon Vadisi’nde görüşmeye başladığım yazılım programcıları hem teknolojinin barındırdığı olanaklarla hem de zengin oluverme olasılığıyla sarhoş olmuş gibi görünüyordu. Bu genç programcılardan pek çoğu, Microsoft’taki Bill Gates’e özenmiş ve yazılımcı olmak için üniversite kariyerini bırakmıştı. (Kurumsallaşmış zaman konusundaki bu tartışma iktisat ve siyasetle olduğu kadar kültürle de ilgili. Bildung’u etkilemeye başlıyor. Kendi araştırma deneyimime başvurarak bunun nasıl olduğunu gösterebilirim belki.)
Reklam
Bürokrasiler, doyumu erteleme disiplinini öğretir. O anki etkinliklerinizin sizin için önemli olup olmadığının muhakemesini yapmak yerine, emirlere şimdi itaat etmenin gelecekte getireceği ödülü düşünmeyi öğrenirsiniz. Ve işte tam bu noktada, askeri piramit ile sivil [domestic] piramit arasında bir uçurum açılır.
Gündelik yaşamın rutinleri ve sınırları ötesinde bir şeyler düşlemek insanları özgürleştirebilir.
Aşırılık ve israf, kendi kendini tüketen tutkunun çatısı altında evlendiler. Eski rejimde Parisli bir kâtibin evindeki gardıroba göz atabilseydik, elde dikilmiş birkaç kadın elbisesi, belki iki erkek takımı ve kuşaktan kuşağa geçen ayakkabılardan başka bir şey bulamazdık.
Yetenek de bir kültür meselesi
Pratikte, modern ekonomide pek çok becerinin raf ömrü kısa; teknolojide ve bilimlerde, tıpkı ileri imalat biçimlerinde olduğu gibi, işçilerin ortalama olarak her sekiz, on iki yılda bir yeniden eğitilmeleri gerekiyor artık. Yetenek de bir kültür meselesi. Ortaya çıkmakta olan toplumsal düzen, zanaatçılık idealini, yani tek bir şeyi gerçekten iyi yapmayı öğrenme idealini köstekliyor; bu tür bağlılık ekonomik açıdan çoğu zaman yıkıcı olabiliyor. Modern kültür, zanaatçılığın yerine, geçmiş başarıyı değil potansiyel kabiliyeti öven bir meritokrasi fikri geliştiriyor.
291 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.