Yeni Karşılaşmalar

Adalet Ağaoğlu
İnsanın aklıyla, aklın bilimiyle hesaplaşması zamanı ne zaman gelecek acaba?
Hayır ben, her şeyi bugünden yarına tozpembeye çevirme huyundaki aldatmacı hümanistlerden değilim.
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
Yarınındaysak bile edemeyen günlük dertler içindeki insan, parmağı kendine doğru çevirmekle geleceğini yaratmada ilk adımı atmış olabilir.
“Nükleer ocakta yana kavrula, kaynaya pişe ne güzel öldünüz!”ün peşin şenliği ve bayramı imiş meğer Nobeller…
“Türkiye toplumu giderek bir iç çatışma sürecine doğru evriliyor. İsteyenin kendi kimliğini, kültürünü öne çıkararak, isteyenin sadece yurttaş olarak özgürce yaşadığı bir Türkiye amaçlıyorsanız; hiçbir kimliğin başka kimlikleri ezmediği bir ülkede yaşamayı arzuluyor, siyasal ve emek-sermaye ekseninde toplumsal barış ve aidiyetlerin öne çıktığı bir ortamın böyle şekilleneceğine inanıyorsanız; devlet içinde gizli kapaklı hiçbir ilişki kalmasın.
Parçalanmış insan ve parçalanmış bir dünyanın sanatı, edebiyatı da parçalanmıştır.
Reklam
Tanınmamaktan yakınıyoruz. Tanınmak istiyorsak, önce Türkiye Cumhuriyeti edebiyatının bilinip tanınması için özen gösterilmeli. AB'ye girmek-girmemek gibi tuhaf bir sorunla boğuşurken, türbanla falan uğraşmakmış nafile. Oraya girsek de, girmesek de biz dışarısı için hep 'öteki'yiz.
Eski dönüştürülürken, pek çok kalıntının taş altına itildiğini, halı altına süpürüldüğünü inkâr etmez- sek, milletin bugün seçe seçe seçtiği siyasetin 'Allah bilir'e dayalı olmasına şaşırmayız.
Gerçek bir solu bulunmayan TBMM'den çıkma hükümetlerin adım adım getirdikleri yer ortada: Çok yoksul, az zengin. Mesafe açıldıkça açılmış; taşra burjuvazisinin 'doygunlaşma' hırsı arttıkça artmış. Yaşadığımız artıkdeğerler karmaşası, vurdu-kırdıcılık, işsizlik...
Sayfa 144 - Everest Yayınları
İnsan heykellerini sevmem. Onların karşısında elim kolum bağlı kalıyorum. Hayatlar belli bir hareket anında dondurulmuş.
Sayfa 22 - Everest Yayınları
Reklam
Eskiden romanların son sayfasına 'son' veya 'bitti' diye yazılırdı. Sanki romanın namazı kılınmış, mezarına gömülmüş gibi. Böylece yazar okura apaçık el koymuştur. Haberiniz olsun, bu iş burda böylece bitmiştir, demekte; onun tasavvur etme özgürlüğüne el koymaktadır.
Sayfa 196 - Everest Yayınları
"Ben ne zaman kendim olacağım!" çığlığı atmak zorunda kal­mışımdır.
Sayfa 226Kitabı okudu
Ama deği­şim derken tarlanın verimli toprağını hoyratça kurutup çıkmak niye?
Sayfa 238Kitabı okudu
Kapitalist sistem kimi kime yabancılaştır­madı ki? İnsanın kendi kendisini bile ...
Sayfa 267Kitabı okudu
Resim