Yeni Ufuklar

Mahmud Esad Coşan

Sayfa Sayısına Göre Yeni Ufuklar Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Yeni Ufuklar sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Yeni Ufuklar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mürid Çeşitleri
Bir ârif mürşid, tarikatte müridleri üçe ayırmış: 1. Mürîd-i mutlak: Bu, şeyhinin terbiyesine tam bağlanmış, iyi niyetli, temiz kalbli, gayretli, gerçek müriddir ki ihlâsı ve kabiliyeti derecesinde terakkî eder ve maksada ulaşır. 2. Mürîd-i mecâzî: Bu, gerçekte kendi aklının doğrultusunda ve nefsinin hevesi peşinde giden, ama zâhirde şeyhe tâbî imiş gibi görünen kimsedir. İşi sadece lafta olduğu için, yal dervişi diye de adlandırılır. Yıllarca tekkede bekler, fakat ilerleyemez, yerinde sayar durur; belki gittikçe daha fazla ziyâna ve hüsrâna uğrar. 3. Mürîd-i mürted: Bu, dönek derviş demektir. Önce gelip mürşide bağlanıyor; ama sonra üstadından hoşuna gitmeyen bir muamele görünce veya canını sıkan bir söz işitince, ya da kendisine ağır gelen bir görev veya hikmetini anlayamadığı bir emir yüklenince sebatsızlık ve vefasızlık gösterip, hattâ ileri geri konuşup, küstahlık ederek dönüp gidiyor. Böyle bir dervişe bütün mâneviyat kapıları kapanır, her nereye gitse dergâh-ı ilâhiye yol bulamaz! Allah korusun, sû-i hâtime ile göçmesinden korkulur.
Sayfa 43 - Seha Neşriyat, 1992 İstanbulKitabı okudu
O hakikî âlimler, idarecilerin ve halkların, yol göstericileri, rehberleri, mürşidleri, kandilleri, fenerleri, aydınlatıcılarıdırlar. İslâm’ın şerefini onlar yüceltmiş, İslâm şeriatının ince hakikatlerini onlar ortaya koymuş, halka öğretmiş; İslâm’ı yozlaşmaktan onlar korumuş ve kurtarmışlardır.
Sayfa 47 - Seha Neşriyat, 1992 İstanbulKitabı okudu
Reklam
Gerçekte İslâm’ın ulu sancağını taşıyan onlardır, mânevî sultanlar onlardır. İşte hapislere giren Ebû Hanîfeler, Ahmed b. Hanbeller, İmâm-ı Rabbânîler, Şeyh Şâmiller… daha binlerce meşhur alim, mürşid, şeyh, hoca, hatip, vaiz, derviş… Evet, zalim kişiler İslam ülkelerinde zaman zaman yönetimleri ellerine geçirdiler; ama hırslarını, zevk ve kaprislerini tatmin, sapık görüşlerini tasdik, zulüm ve sömürülerinin devamını temin hususunda Rabbanî âlimlerden asla yüz bulamadılar; ellerindeki her türlü kuvvete ve sarf ettikleri tüm gayrete, hiddet ve şiddete rağmen ehlullahı kendilerine boyun eğdiremediler.
Sayfa 48 - Seha Neşriyat, 1992 İstanbulKitabı okudu
İslâm toplumunda tüm işlerin sahiplerinin âlimler olması gerekir; ulû’l-emr, âlimlerden gayrı kimselerden seçilirse, emanete hıyanet edilmiş olur, din ve dünya nizamı fesada uğrar...
Sayfa 48 - Seha Neşriyat, 1992 İstanbulKitabı okudu
“Âlimlerin kapılarındaki idareciler ne iyi, idarecilerin kapılarındaki âlimler ise ne kötüdür!”
Sayfa 49 - Seha Neşriyat, 1992 İstanbulKitabı okudu
Eğitimin aslâ, sadece okul ve diploma işi olduğu sanılmamalıdır. Eğitim anne kucağında, aile yuvasında başlar; toplum içinde, okul sonrasında iş aleminde, sosyal hayatta devam eder...
Sayfa 52 - Seha Neşriyat, 1992 İstanbulKitabı okudu
Reklam
96 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.