Yeniden Bağlanmak Sözleri ve Alıntıları
Yeniden Bağlanmak sözleri ve alıntılarını, Yeniden Bağlanmak kitap alıntılarını, Yeniden Bağlanmak en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
«Terapide danışanın yası ve çocukluk çağı kayıpları çalışılır. Eğer bu yeterli olmazsa danışanın anne babasının çocukluğu nasıl geçmiş, bununla ilgili bilgiler üzerinde terapi devam eder. Bu da yeterli olmazsa ve hâlâ kayıp yakınının tanımlayamadığı duygular varsa, o zaman da üst nesillere bakılır.»
Sayfa 254
«Yas sürecini tamamlayamayan kayıp yakını günlük hayatına dönmekte zorlanır ve kendi içsel kararlarını veremez. Bir karar verirken kayıpla ilgili duygularını merkeze koyar ve iç dünyasında bazı çelişkiler yaşar. Tüm bu durumların varlığı normal veya sağlıklı bir yas sürecinin işlemediğini akla getirir.»
Sayfa 178
«Patolojik yas durumunda kişi, beklenenden uzun süre yas tuttuğu halde duygularını bitiremez. Bu süreçte kayıp yakınınca verilen tepki(ler), içinde yaşanan kültürde normal karşılanmayacak şekilde olabilir. Kayıp yakınının bazı tavırları çevre tarafından abartılı algılanır. Bu tavırlara örnek olarak şu durumlar verilebilir: Aşırı derece suçluluk duygusuyla kendini suçlama ve kendine kızma eğilimi; değersizlik ve anlamsızlık hissi; yaşamın gereklerini yerine getirememe hali ve ölme düşüncesi.»
Sayfa 177
«Mezarın başına geçici olarak dikilmiş büyükçe » bir taş vardır. Gözü o taşa dikilir. "Bu taş biraz oynamış," deyip mezardaki taşı düzeltir. Taşı düzelttikten sonra bir rahatlama hisseder. Sanki taş düzeldiğinde babasına psikolojik bir destek olmuştur ve babasını rahatlatmıştır. Burada yapılan başka bir psikolojik şeydaha vardır. Mezardaki taşı düzeltirken aslında iç dünyasında, ölüp gidenin ardından oynayan taşları da düzeltmektedir.»
Sayfa 146
«Uyanıklık ve REM döneminde beynin aktivitesi birbirine benzer. Bazen beyin sapındaki bu mekanizma bozuk çalışır. Kişi aslında uyanıkken beyin sapı Rem evresinde zanneder. Uyanık olunmasına rağmen bu sistem devreye girer ve vücut kitlenip kalır. Böyle biri, gözü açık olmasına rağmen hareket edemez ve karabasan gördüğünü zannederek korkar. Aslında karabasan diye tabir edilen şey gerçek hayatta yoktur. Sadece fizyolojik bir mekanizmanın yanlış bir zamanda devreye girmesinden dolayı oluşan bir durum vardır. Fizyolojik olan bu mekanizma bilinmediğinden uyku felci halini tecrübe eden kimi kişiler bu durumu karabasan geldi hareket edemedim veya cin geldi kıpırdayamadım diye tanımlar.»
Sayfa 88
«Ayrışma problemi demek, kayıp yakınının, ölen kişi ile kendisinin ayrı birer kişi olduğunu bilinç dışı olarak ayıramaması demektir.»
Sayfa 38
«Yas tutabilen bireyin yas döneminde, bağlanma ile ilgili yeni deneyimler geliştirdiği ve bunu partner ilişkisine yansıtabildiği söylenebilir. Yas sürecinde elde edilen yeni düşünceler, ölüme ve hayata dair bakış açısı, hayatın birçok alanında genelleştirilen sağlıklı tepkilere neden olur. Yakın ilişki ve bağlanma gerektiren bir durumda hem olumlu durumlara hem de stresli durumlara tolerans gelişir. Hayatın belirsizliği ve kontrolsüzlüğünü kabul edebilen bir birey, benzeri tepkileri diğer olaylara karşı da verme eğilimindedir. Bağlanma sırasında karşılaştıkları stresli durumlara verdikleri tepkinin giderek kişiyi geliştiren mekanizmaları etkinleştirdiği söylenebilir.»
Sayfa 298
«Duygunun bedensel tezahürleri sadece kişinin kendi bedeninde görülmez. Birbirine yakın ya da birbirine sarılan iki beden arasında da duygu geçişleri ve bu duygu geçişlerinin tezahürleri görülebilir. Her duygunun kendine has bir frekansı vardır. Bu sayede bir insan başka bir insana sarıldığında onun duygusunu hisseder ve anlar. Bu sırada sarılan her iki taraf da birbirine kendi duygularını transfer eder. Örneğin bir kişi çok üzgün, diğer kişiyse çok sakin olsun. Üzgün kişi sakin kişiye sarıldığında bir süre sonra rahatlar. Sakin kişiyse az sonra bir üzüntü hissetmeye başlar. Kişiler arasında duygusal bir geçiş olmuştur.»
Sayfa 292
«Bir kayıp yakınının "bir yakınım öldü ama ben rahatım, üzülmüyorum" demesi psikolojik ve biyolojik olarak mümkün değildir. Bağ kurulan bir insanın yitirilmesi mutlaka üzücüdür. Eğer kayıp yakını üzülmüyorsa ya ölen kişiyle hiç bağ kurmamıştır veya bir ruhsal problemi vardır, bu nedenle de duygularını hissetmiyordur. Yani aslında kişi üzülür ancak kendi iç dünyasıyla bağını kopardığı, duygularına ve belki toplamda kendisine dair farkındalığını yitirdiği için üzüldüğünü de fark etmez.»
Sayfa 267
« Yeterince yas tutmayan hem çocuklarda hem de yetişkinlerde rüyada canavar görme ve canavar tarafından kovalanmaya sık rastlanır. Rüyasında canavar kovalar, o kişi de kaçar. Bu rüya hiç bitmeyecek gibidir ve canavar onu kovalamayı bırakmaz. Artık kişi yorulur ve rüyanın sonunda canavar onu son anda yakalayacak gibidir. Bu yakalama eylemini kişi göremez çünkü her seferinde rüyadan canavar onu tam yakalayacakken uyanılır. Aslında rüyada görülen o canavar çoğunlukla, kaybedilen ve yası tutulmayan kişinin değişmiş halidir.»
Sayfa 255