Yeraltında Uçan Kuş
Osman ŞahinYorumlar ve İncelemeler
"Ey barış, ne güzelsin sen..."
Merhaba Dostlar! Toplumcu Gerçekçi bir yazar olan 
Osman Şahin'in ilk okuduğum kitabı ile sizlerleyim. Osman Şahin'in ismini okuma etkinliği sayesinde duymayan kalmadı sanırım. Bizleri bu değerli yazarla tanıştıran 
Gönül. 'ye, etkinliği hazırlayan 
Ebru Ince 'ye ne kadar teşekkür etsek azdır. Beni etkinliğe davet eden 
Demet 'e de özellikle
203 syf.
8/10 puan verdi
Öncelikle Gönül. Hanım'a bu değerli yazarı keşfetmemize vesile olduğu için teşekkür etmek istiyorum. Sayesinde çok değerli bir yazarı okuma fırsatı buldum. Etkinlik kapsamına beni dahil ettikleri için @Sultanalp Hocama ve Ebru Ince Hanım'a da teşekkür etmek istiyorum..
Ömrümüz tüm güzel kitapları bulmaya da okumaya da yetmez. Böyle güzel
“Hapishaneler bir tür suç kışlalarıdır. Suçluyu daha suçlu yapan “suçlu imal atölyeleri”dir. Binlerce insandan oluşan bir “mahkumlar ulusu”nun yaratıldığı yerlerdir. Disiplin adına insan sağlığının, insan aklının kalın taş duvarlar içine atıldığı hücreler, dipkapalılar, zincirler, kelepçeler, demir kapılar bilincidir. Hapse düşen insanın kişiliği aşınır, parçalanır, sağlığı bozulur, giderek kendi tabutunun ucundan tutmaya zorlanır.”
yazmış, kendisini “toplumcu gerçekçi eleştirel sanat anlayışı” içinde benimseyen Osman Şahin bu kitabının arka kapağına.
Belgesel roman niteliğindeki bu kitabı okurken yazdıklarının ne kadar doğru ve bunu eleştirmekte ne kadar haklı olduğunu görüyoruz.
Köy Enstitülerinde eğitim aldıktan sonra öğretmenliğe başlayan Osman Şahin, Kaleli Köyü’nde görev yaptığı sırada, doktor olma hayalleri kuran öğrencisi Adnan Bucak’ın, kan davası yüzünden henüz 16 yaşındayken amcasını öldürmesi üzerine cezaevine girmesiyle başlayan yıllarını anlatır.
Kitap Adnan Bucak’ın anlatımı ile kaleme alınmış, dolayısıyla yaşananları birinci ağızdan okuyoruz. Genelde cezaevi ortamı anlatılmış, o yıllarda Türkiye’de koşullar nasıldı sadece bu kitabı okuyarak bile fikir sahibi olabilirsiniz.
Bunca dayak, işkence, uyuşturucu, silah, eşitsizlik, adaletsizlik, pişmanlık, vicdan azabı, cehalet, haksızlık, umutsuzluk arasında yeraltında özgürlüğe doğru kanat çırpan Adnan Bucak’ın insan kalma çabasını okuyoruz.
Ey barış, ne güzelsin sen… (S, 100)
