Okuması zevkli, korkutucu, utanç verici, merak uyandırıcı ve heyecan verici bir kitap. İlk cümlemden de anlayacağınız gibi içi çelişkiler, karmaşalar ve gelgitlerle dolu bir kitap. Dostoyevski'nin kendisiyle olan amansız savaşının kağıda dökülmüş hali. İnsanlığını tüm çıplaklığıyla ele alan Dostoyevski adeta inatçı iki keçi edasıyla kendi benliğiyle savaşıyor.
Kitabı okurken içinde olduğu savaşı hissediyor, sizler de o savaşın içine ister istemez dahil oluyorsunuz. Aslında kitap son derece sade bir dille yazılmış ve gayet akıcı bir kitap ancak zaman zaman cümlelerin ağırlığıyla durup tekrar tekrar okuyacak, Dostoyevski'nin ne anlatmaya çalıştığını anlamaya çalışacaksınız. Kitabı ikinci okuyuşumdu bu ama sanki daha önce hiç okumadığım bir kitapmış gibi bana yabancıydı. Sanki biri almış ta kitabı baştan yazmıştı. İşte Dostoyevski'nin iç savaşındaki anlamda buydu bence. Yani değişip baştan yazılan kitap değil de bendim.
Kitabı ne kadar anlatmaya çalışırsam çalışayım. Anlattıklarım Dostoyevski'nin kalemi karşısında bir hiç olacaktır. O yüzden hemen okumaya başlayın ve Dostoyevski'nin kaptanlığında uçsuz bucaksız bir okyanusa yelken açın.
