Annem kitap için ne anlatıyor diye sorduğunda tek kelime ile "içizimdeki tutarsızlık" dedim. Evet anahtar kelime tutarsızlık. Bu kadar sevmeye meyilliyken, sevgi merhameti beraberinde getirirken nasıl oluyor da acımasızlaşıyoruz. Gözlerimiz gerçeği bu kadar görmeye yatkınken nasıl olur da inkara sürükleniyoruz. İnsanoğlu böyle olmak zorunda diyor Dostoyevski, şart bu; biz değil sen böylesin, ben böyleyim diyor. Biz, hepimiz kelimelerini bırak kendinden bahset diyor. Kendi yeraltından... Cevap sende ama görmüyorsun. Seviyorsun ama mahvediyorsun. Kırıyorsun ama peşinden koşuyorsun. Yetmezmiş gibi yarı yoldan geri dönüyorsun. Onurumuzun kırılmaması için her şeyi yaparız ama gururunu yer bezi yapmaktan da geri kalmıyoruz. Bunları dile getiren karakterine öylesine saygım var ki... Herkesin harcı değil her şeyin farkında olduğunu, bunun bir hastalık olduğunu bilerek, bu gerçeği sindirmeye çalışmak. Mamafih Dostoyevski en sevdiğim yazar oldu. Gönül koyma sevgili dostum. Onu sevme başlangıcımı seninle yaptım, devamını ise kendim getireceğim