Dostoyevski'nin hepimizin içten içe sezdiği ama tanımlayamadığı ya da bastırdığı gizli düşüncelerimizi ve kişinin kendi kendini nasıl kandırdığını, saçma sapan acıları nasıl yücelttiğini, nankörlüğünü, kibrini, sinsiliğini ifşa eden bir kitap. Kahramanımız isimsiz hasta adam her duygusal hezeyanında daha da saldırganlaşmakta, muhakeme ve olayları anlamlandırmada çıkmaza girmektedir. Çektiği ruhsal acıyı kendini küçük düşürerek bastırmaya çalışmakta, bir nevi egosunu ezmektedir. Arkadaşlarına karşı hissettiği öfkenin sinir uçları çocukluk ve gençlik dönemlerine dayanır. Kişiliğini gerçekleştirememesinin verdiği buhranı kendine eziyet ederek ve arkadaşlarına tutumu ile tatmin edemeyen hasta adam düşmanı belli olmasına rağmen tüm zalimliğini zavallı bir genç kıza göstermektedir.
Dostoyevski bu yapıtında itiraf edemediğimiz şeyleri, itiraz edemeyeceğimiz şekilde sunmuş. Tavsiye ederim.