Bir gün daha doğrusu ekimin kasıma kapı açmaya kalktığı bir gece saat
takvimi değiştirmeye çeyrek varken, şehir hastanesl doğumhanesinin
dokuzdoğurganlar koridorunda, karman çorman duygularla ve korkularla
sabahtan beri beklediği sesi, dünyaya geldigini kendi diliyle ifade eden bir
parça kendisine ait yavru insanın sesini duyunca, bildiklerini
İnandıklarını, sorumluluklarını beklentilerini kaçtıklarını, sığındıklarını
değiştirmeyi düşündüğü pekiştirmeyi planladığı şeyleri, itirazlarını
kabullerini.. hasılı her şeyini yeniden gözden geçirmesi gerektiğini
düşündü. Yarısı ondan oğlan yavru insanı, Can öyle seslenmişti çünkü: "Ben
geldim, artık bütün planlarında en önde ben varım tutun, her şeye sıkıca
bir daha tutun!" diyordu soğuk doğumhane koridorundan. O da öyle yaptı
Ne de kolaydı zaten böylesi, kendini geriye taa geriye atmak, akıntıyla inatlaşmamak için ne şirin, ne taze bir bahaneydi...