Biz kovulmuştuk, eksik bırakılmıştık. Her gün bunu hatırlayarak büyüdük. Birden ortaya çıkan bir şey değildi bu, hep vardı. Onlar ise daha iki gün evvel öğrendi hikâyemizi. Bize dahil olduktan sonra vazgeçmeleri erlerimin direncini kırabilirdi. Eski sayımıza döndük demez, daha da azaldık diyebilirlerdi. Bense temkinli olmak zorundaydım. Bu yabancıları kendi safımıza katmak istemedim. Ne hısımlık ne husumet, herkes ait olduğu yerde kalmalıydı.
Sayfa 108