Kısa vadeli çıkarlar saplantı haline geldiğinden ve burnunun ucundakilerden ötesini göremediğinden, ulusal burjuvazi basit ulusal birliği kuramayacağını ve ulusu sağlam, yapıcı bir temel üzerinde inşa edemeyeceğini kanıtlar.
Sömürgecilik hemen hemen hiçbir zaman bir ülkenin tümünü sömürmez. Doğal kaynaklan çıkarmak ve metropole ihraç etmekle, böylece belirli bir sektör görece zenginleşirken sömürgenin geri kalanını azgelişmiş ve yoksul bırakmakla, daha doğrusu bu yoksulluğa gömmekle yelinir.
Bağımsızlığın hemen ardından sömürgeciliğin insani sonuçlarıyla karşı karşıya kalan burjuvazi, "ulusal onura hakaret eden" avukat, tüccar, toprak sahibi, doktor ve yüksek mevkideki memurlara karşı acımasız bir mücadele yürütür.
Düşünce yoksulu olduğu için, kendisi için yaşadığı ve halktan koptuğu için, ulus temelindeki konuları bir bütün olarak değerlendirmedeki kalıtsal yeteneksizliğiyle takatİ kesildiği için, ulusal burjuvazi Batı şirketlerinin yöneticisi rolünü üstlenir ve ülkesini Avrupa için bir randevuevine dönüştürür.
Ulusal burjuvazi, Batı burjuvazisini eğlendirmek için tatil beldeleri ve oyun alanları kurar. Bu faaliyedere turizm adı verilir ve tam da bu amaçla ulusal bir sanayi haline gelir. Eski sömürgeterin burjuvazilerinin Batı burjuvazisi için "parti" düzenleyicisine nasıl dönüştüğüne kanıt gerekiyorsa, Latin Amerika'da olanlara bakmak yeter.