Romanlar 2

Yeşil Elmalar

Nazım Hikmet Ran

Yeşil Elmalar Sözleri ve Alıntıları

Yeşil Elmalar sözleri ve alıntılarını, Yeşil Elmalar kitap alıntılarını, Yeşil Elmalar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
- Hayatını şöyle kolayca kazanmak için, kendini başkalarının isteklerini yerine getiren bir makine hâline sokan insandan nefret edilmez mi?
Sayfa 23
Ya sen Nazım? :)
Sevmek nedir bilir misiniz, okuyucularım? Hiç sevdiniz mi, okuyucularım?
Reklam
Hani bir şarkı vardır:" İçerim yanar, dışarım serin..." Ben bu şarkının anlattığı haldeyim işte.
Sayfa 30
Aklıma beylik bir sual geliyor." Niçin yaşıyorum?"diyorum. Bu " Niçin yaşıyorum?"un cevabını verebilen insan bahtiyardır. Ben onun cevabını veremiyorum. Ağlamak geliyor içimden...
Sayfa 250
Nem varsa gözlerime topladım. Etimi, yüreğimi, beynimi. Bakıyorum sana ...
İçimde ancak ölümle halledilebilecek bir sıkıntı var .
Sayfa 250
Reklam
Madem ki yaşıyorsun! Yaşamanın her şeye rağmen en güzel şey olduğunu düşün.. .
Sayfa 58
... Don Karlos durur, daracık göğsünü gecenin altında uzanan Akdeniz'le doldurarak : Pavlo, derdi, bak Dünya ne güzel... Bu kadar güzel bir dünya içinde insanlar nasıl bu kadar fena, böyle yalancı, dolandırıcı, kıskanç ve mağrur olabiliyorlar? Don Pavlo Alvares, Don Karlos a kendi meşhur yaşamak telakkisini anlatmak isterdi. Fakat o: Don Pavlo Alvares, derdi, sevgili, Biricik ve şimdiye kadar bana oyun oynamamış olan ihtiyar dostum. Ben talihsiz bir adamım, fakat sen bedbinsin... Sen bütün insanlardan ümidini kesmişsin. Benim daha Ümidim var. Bana öyle geliyor ki yalnız bizimkiler bu kadar kötüdür. Dünyayı gezip başka yerlerde yaşayan başka insanları görmek istiyorum. Acaba onlar da, dünyanın başka yerlerinde gökyüzünün başka parçalarını gören ve başka ağaçlar altında dinlenip başka denizlere bakan başka insanlar da bizimkiler kadar fena mıdırlar? İşte bunu anlamadan ölürsem gözüm arkada kalacak... Yalnız dünyayı dolaşmak için para biriktirmek lazım.
Etraftaki bütün apartmanlara baktı. Ve bu taş yığınları ona çok küçük, fakat çok esrarlı geldiler. Kat kat, pencere pencere, oda oda, her katta, her pencerenin arkasında, her odanın içinde insanlar yaşıyor. Her birinin ayrı ayrı emelleri, kinleri, sevinç ve korku sebepleri olan insanlar. Fakat bütün bu birbirlerinden ayrı kahka­halar, ihtiraslar, gözyaşları birbirleriyle çarpışıyorlar. Ve hiçbiri tam hedefini hiçbir zaman bulmaksızın başsız ve sonsuz bir nehir halinde durmadan, dinlenmeden akıp gidiyorlar.
Dünya bazen çok küçüktür, derler, bazen çok büyük! Ne kadar doğru. Dünyanın büyüklüğünü şu son yolculuğumda daha iyi anladım. Fakat dünyanın küçüklüğünü de yine bana bu son yolculuk ispat etti.
Reklam
Kör olasıca
Güzel miyim? - Evet! dedim. Güldü : - Ayşe'den daha güzelim, değil mi? Cevap vermedim.
Nazım 'ın sınırı yok. :)
- [...] İstersen, şu köye dönelim, Ayşe, yamyamlarla konuşalım biraz ... Ayşe yarı ciddi, yarı şaka : - Ya bizi de yemeye kalkarlarsa? dedi. Güldüm : - Seni yemek isterler belki, dedim. Böyle bir arzu göstermelerini hiç de yersiz bulmam. Bu yarı karanlık sıcak ormanın içinde serin bir yemiş gibisin. Fakat beni lüzumundan daha fazla kart bulurlar gibi geliyor bana ...
"Hissediyorum ki ikimiz de dilsiz bir fırtına içindeyiz. Şimşekleri ağır, kurşuni bulutların ortasında çakan bir fırtına.
Sayfa 68
Ortalıkta bir temiz süt beyazlığı var. Hava berrak, tozsuz ve gürültüsüz.. Baktı.. Sağ tarafta deniz görünüyor. Üstünde oyuncak gibi duran Kızkulesi ve hareketsiz gemileriyle ayna gibi parlak ve dümdüz bir deniz parçası..
Sayfa 148 - Yol-pdfKitabı okudu
869 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.