" Hangi çiçek, diğerini 'sarı açtı' diye ayıplar? Hangi kuş, 'farklı ötünce' diğerine yasak koyar? Derisinden, dilinden dolayı ötürü insanlar. Ah insanlar! Her şeyi bulan, kendini bulamayan insanlar... "
"Yoruldum, patron. Yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum. Yanımda hiç arkadaş olmamasından bıktım. Nereye gideceğimizi, nereden geldiğimizi söyleyecek biri. İnsanların birbirine kötü davranmasından bıktım. Her gün dünyada hissettiğim ve duyduğum acılardan bıktım. Çok fazla var, sanki her an için kafama cam parçaları batıyor. Anlıyor musun?"
~John Coffey (Kahve gibi ama yazılışı farklı) : )
"Yoruldum,patron. Yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum.Yanımda hiç arkadaşım olmamasından bıktım.Nereye gideceğimi,nereden geleceğimi söyleyecek biri.İnsanların birbirine kötü davranmasından bıktım.Her gün dünyada hissettiğim ve duyduğum acılardan bıktım.Çok fazla var,sanki her an için kafama cam parçaları batıyor.Anlıyor musun?Karanlıktan korkuyorum patron lütfen ışığı kapama..."
Yeşil Yol
Yüreğinize doğru gelen şeyi yazmadıkça yazı yazmanın da bir anlamı olamaz; bir bakıma o sanki bütün dünya için kederleniyor, hiçbir zaman yatıştırılamayacak kadar büyük bir şey için üzülüyor gibiydi.