Anlar kişinin mahremidir,riya bilmez bir aynanın karşısında çırılçıplak kendisidir. Kişi göçüp giderken o küçük şeyler de hiçliğe karışır, yitip gider.
Gün gelip vaktin daraldiğın hissettiğinizde anlariniz yok olmasın, bilinmez boşluğun bir yerlerinde yaşasın istersiniz. Sizi siz yapan o küçük şeyler yetim kalmasın diye oturup yazmaya başlarsınız.
Yazmak, insanin var olma çırpınışından baska nedir ki zaten!