Huzursuz bir ses tonuyla, "En azından tılsım gelene kadar," dedim.
"Yarın gelmeyecek sonuçta." Bunu bir prens gibi söylemişti, belirsizlik nedir bilmeyen biri gibi. Yarın tılsıkı hemen yok edecek bir emir verebilirmiş gibi.
Gözleri bağlı kral ve kraliçelerinin, anne ve babalarının öldürülmesini seyretmek üzere bir avluya sokuşturulan insanların korkusunu hiç bilmiyordu.
Yiyecek ve örtü çalan, eğlenmek için küçük çocukları döven büyük çocuklarla ve olup biteni umursamayan bakıcılarla birlikte yetim olarak yaşamanın korkusunu bilmiyordu.
Kış günü buz gibi kalede açlıktan kırılan diğer çocuklarla birlikte aç kalmanın ne demek olduğunu bilmiyordu.