Osmanlı İmparatorluğu'nun Çöküş ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluş Belgeleri

Yıkılış ve Kuruluş

Murat Bardakçı

Quotes

See All
Reis-i Cumhur Mustafa Kemal, meşhur "Nutuk"unu 1927'nin 15 ile 20 Ekim günleri arasında, Cumhuriyet Halk Fırkası'nın İkinci Kurultayı'nda okudu." 1335 senesi Mayıs'ının 19. günü Samsun'a çıktım" cümlesiyle başlayan metni "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur" sözleri ile tamamladığında başlamasının üzerinden altı gün geçmiş ve aralıklarla 36 saat 31 dakika boyunca okumuştu.
Sayfa 234 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri! emrinin orijinali
Afyonkarahisar - Dumlupınar büyük meydan muharebesinde zalim ve mağrur bir ordunun asıl muharebe birliklerini inanılmayacak kadar az bir zamanda imha ettiniz. Büyük ve soylu milletimizin fedakârlıklarına layık olduğunuzu ispat ediyorsunuz. Sahibimiz olan büyük Türk Milleti, istikbalinden emin olmaya haklıdır. Muharebe meydanlarındaki maharet ve fedakârlıklarınızı, yakından görüyor ve takip ediyorum. Milletimizin hakkınızdaki takdirlerine aracılık etme vazifemi hiç durmadan yerine getireceğim. Başkomutanlığa tekliflerde bulunulmasını Cephe Komutanlığına emrettim. Bütün arkadaşlarımın Anadolu'da daha başka meydan muharebeleri verileceğini dikkate alarak ilerlemesini ve herkesin aklını, yiğitliğini ve gayretini yarışırcasına göstermeye devam etmesini isterim. Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!
Sayfa 187 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Cem Sultan “Razı” olmamış!
Cem Sultan, ağabeyi Sultan İkinci Bayezid'e yazdığı bir şiirinde ona şöyle seslenir: "Sen bister-i gülde yatasın şevk ile handan, Ben kül döşenem külhan-ı mihnette sebep ne" (Sen gül döşenmiş yatakta neşeyle gülerek yatarken, ben zahmet ve eziyet içinde küle batayım, neden) Sultan İkinci Bayezid ise ona şöyle cevap verir: "Çün rûz-i ezel kısmet olunmuş bize devlet, Takdire rıza vermeyesin böyle sebep ne, Haccacü'l-Haremeynüm deyüben dava kılarsun, Ya saltanat-ı dünyeviye bunca talep ne" (Bize ezelden saltanat kısmet imiş, sen ise kadere rıza göstermedin buna sebep ne, Hacca gittin kendini temizlemek davasına düştün, peki dünya saltanatı için bunca hırs niye)
Osmanlı Hükümeti, barış müzakereleri esnasında daha önceden vârolan hükümsüz kılınmış kapitülâsyon andlaşmalarını yürürlüğe koyacak bir maddenin kabulüne teşebbüs edecek bütün teklifleri reddetmeye ve Alman Hükümeti de bu hususta Bâbıâli ile ortak hareket etmeye karar vermiş olduklarından, iki âkit taraf kapitülâsyon idaresini yeniden tesis edecek bir barışı imzalamamayı taahhüt eder.
Sayfa 59 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Türk Tarihi'nin en acı vesikalarından olan, imzalanmasının üzerinden bir asra yakın zaman geçmesine rağmen Türkiye'nin gündemini hâlâ meşgul edip sık sık siyasi ve ideolojik tartışmalara konu olan Sevr tek bir andlaşma değil, bir andlaşmalar serisidir. Paris'in banliyölerinden Sévres'deki çini fabrikasının sergi salonunda 10 Ağustos 1920'de imzalanan andlaşmalar, tespit edebildiğim kadarıyla dokuz adettir: 1. Müttefikler ile Türkiye arasında imzalanan barış andlaşması. 2. İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Anadolu hakkında imzaladıkları üçlü andlaşma 3.Müttefikler ile Polonya, Romanya, Sırp-Hirvat-Slovak Devleti ve Çekoslovakya arasında imzalanan sınırlarla ilgili andlaşma . 5. İtalya ile Yunanistan arasında imzalanan andlaşma. 6. Müttefikler ile Yunanistan arasında Trakya konusunda imzalanan andlaşma. 7. Müttefikler ile Yunanistan arasında imzalanan andlaşma. 8. Müttefikler ile Ermenistan arasında imzalanan andlaşma. 9. Yunanistan ve Bulgaristan arasında karşılıklı göç konusunda imzalanan andlaşma Türkiye'de Sevr dendiğinde bu dokuz andlaşmanın ilk sırasındaki metin kastedilmektedir ve Sevr'de imzalanan diğer andlaşmalar üzerinde bizde henüz bir çalışma yapılmamıştır.
Sayfa 133 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
İttihad ve Terakki'nin önde gelen mensupları savaşın arifesinde Berlin'de Londra'da ve Paris'te bloklardan biri ile ittifak kurabilmek için temaslar yaptılar ama netice elde edemediler. Zira o günlerin Türkiye'si güçsüzdü! Enver Paşa orduyu gerçi ciddi bir revizyondan geçirip gençleştirmiş ve eskisine göre canlandırmıştı ama Osmanlı ordusu büyük güçlere göre yetersizdi, geniş çaplı silahlı mücadelede önemli rol oynayamazdı, kendilerine sadece ayakbağı olurdu.
Sayfa 12 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Efendim, hâkimiyet ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye ilim icabıdır diye, müzakere ile münakaşa ile verilmez. Hâkimiyet, saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alınır. Osmanoğulları zorla Türk milletinin hâkimiyet ve saltanatına vâzıülyed olmuşlardı: bu tasallutlarını altı asırdan beri idame eylemişlerdi. Şimdi de Türk milleti bu mütecavizlerin hadlerini ihtar ederek, hâkimiyet ve saltanatını isyan ederek kendi eline bilfiil almış bulunuyor. Bu bir emrivakidir. Mevzuubahs olan millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız meselesi değildir. Mesele, zaten emrivaki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehal olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabii görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde yine hakikat, usulü dairesinde ifade olunacaktır. Fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir. ("Nutuk. Gazi Mustafa Kemal Tarafından", Devlet Matbaası, İstanbul 1934,cild:2,Sah:186)
Sayfa 202 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.