Öz konusunu yitiren din, kimi zaman kendi düşlemlerine kapılmış saf kimselerin, kimi zaman büyük amaçlar güden güçlü, yiğit kişilerin elinde, sıradan ve saf insanı yönetmeye yarayan siyasal bir araç olarak kullanıldı.
Yeryüzünde bugüne dek egemen olan gelişigüzel türemiş, yenilik sevgisi ve görenekle tutunmuş, halkın coşkunluğu ve bilisizliği ile beslenmiş olan düşünceler, gizliden gizliye, zorbalıkla etki kazanmışlardır.
Üstünde bulunduğu dünyanın ne olduğunu anlamayan insan, bir de onun bilmecesini çözmeye çalışıyor. Gördüğü bu gizemli olağanüstülüğü her zaman şaşkın şaşkın seyrederek nedenler tasarlıyor, sonuçlar çıkarıyor, dizgeler kuruyor.