Yılanı Öldürseler

Yaşar Kemal
Hasan aile onuru uğruna akrabaları ve köylülerin baskısıyla annesini öldürmek zorunda kalır. Dokuz yaşında işlediği bu cinayeti hiçbir zaman aklı almayacak, kabullenmeyecek ve anlamlandıramayacaktır. Toplumsal cinnetin bir çocuğu katil olmaya sürüklemesinin romanı Yılanı Öldürseler kurban kavramına odaklanır. “Zengin yaratısı, Yaşar Kemal’i herkese seslenen zaman ötesi büyük klasiklere yaklaştırmaktadır.” Michel I. Makarius, Jeune Afrique, (Fransa) “Yılanı Öldürseler’deki derinlik hem ekonomik ve toplumsal yanları gösterilerek işlenen temanın anlamsal yoğunluk taşıması, hem de roman kişilerinin karakteristik özelliklerinin başarıyla işlenmesinden kaynaklanır.” Feridun Andaç, Yazınsal Gerçekçiliğin Boyutları “Yaşar Kemal’in sanatı, kimi yerlerde acı, kimi yerde şiirsel dokunuşlarla keskin, haşin, kontrollü, sertçe boyanmış.” The Listener “Şiddetli, yaratıcı enerjinin sürüklediği, özlü bir kısa roman.”
102 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1979

Yorumlar ve İncelemeler

İnsanın Yılanı
102 syf.
·
Puan vermedi
·
23 saatte okudu
Anadolu topraklarının zenginliği bilinir, tanınır. Ürün çeşitliliğiyle hayvan çeşitliliğiyle iklim çeşitliliğiyle ve daha bir çoğuyla... Ama özellikle anadolunun en köklerine yani köylerine
Yılanı Öldürseler
Yılanı ÖldürselerYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202023,5bin okunma
102 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Ahmed Arif'in deyimiyle insanın Yaşar Kemal için "bir daha hangi ana doğurur seni" diyesi geliyor eserlerini okuduktan sonra. Yılanı Öldürseler, buram buram Anadolu ve Çukurova kokan ama
Yılanı Öldürseler
Yılanı ÖldürselerYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202023,5bin okunma
102 syf.
9/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
İnsan varsa cehalet var. İnsan varsa aşk var. Cehalet varsa aşk yok. Aşk varsa insan var. Cehalet varsa hem hüzün hem mutluluk var. Aşk varsa sadece mutluluk. Aşkın doğurduğu mutluluğun adı hüzündür. O yüzden aşk varsa sadece mutluluk var. Cehaletin var kıldığı mutlulukla aşkın var kıldığı mutluluk farklı olgular. Aşk mutluluk, cehalet mutluluk. Kelimeler aynı. Ancak birini okurken dudaklarda tebessüm, diğerini okurken kalpte sızı. Hazin bir hikâyeden, derin bir felsefe çıkar mı? Cehaletin olduğu yerde felsefenin eli kolu bağlıdır, aşkın olduğu yerde de. Yine aynı olgu, ancak farklı tepkiler veriyor vücut. Hepsi incecik bir çizginin etrafında. Çizgi geçilirse, "Yılanı Öldürseler, Yılanı Öldürseler" der insanoğlu. Aşk olsun da, cehalet olmasın. Kitabı incelemek yerine konuyu inceledim ama...
Yılanı Öldürseler
Yılanı ÖldürselerYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202023,5bin okunma
102 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
Bu romanın konusu ile Yaşar Kemal'in gerçek hayatı benzerlik taşır. Yaşar Kemal henuz küçük yaştayken babası bir cinayete kurban gider tıpkı romanın kahramanı Hasan gibi. Romanlarında özellikle Ince Memed serisinde surekli Osmaniye Hemite ve Anavarza bölgelerinden bahsetmesinin sebebi de çocukluğunun geçtiği yerler olmasıdır. Yaşar Kemal kitapları bir solukta okunacak kadar akıcı ve surukleyicidir. Tavsiye ederim ...
Yılanı Öldürseler
Yılanı ÖldürselerYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202023,5bin okunma
102 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
ESME .... #SPOİLER Ne güzel bir isim dedim daha kitaba başlarken .
Yılanı Öldürseler
Yılanı ÖldürselerYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202023,5bin okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Toplum baskısı denen gerçek ahlaksızlığın kaleme alınmış, metne dönüştürülmüş hali, bu kitap. Zengin ve güçlü olanı her zaman haklı ve ahlaklı yapan ikiyüzlü toplumumuzu anlatan etkileyici bir kitap. Anadolu’da güzel bir kadın olmanın bedelini çok ağır ödeyen Esme’nin hikayesi. Okurken bazı bölümlerde Esme’nin uğradığı haksızlık karşısında sinirlerim bozuldu, kitabın içine girip yeter diye bağırasım geldi. Toplumların trajediye sebep olan yargılarından nefret ediyorum. Bu kitabın yazılışının üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen yazık ki toplumumuzda hiçbir şey değişmedi. Yaşar Kemal’in müthiş kaleminden yerel kültürümüzü tüm çıplaklığıyla okuyucusuna aktaran harika bir metin.
Yılanı Öldürseler
Yılanı ÖldürselerYaşar Kemal · Cem Yayınevi · 197923,5bin okunma
Kadınları çocuklara öldürtürler.
102 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
"İnsan olan öldüremez Esmeyi." [s.81] Aah Esme .. Güzelliği dillere destan Esme, yılan Esme, ocağı batası Esme! Abbas'ın karasevdası, Halil'in zoraki nikâhlası, Hasan'ın biricik anası Esme.. Aah Esme.. Sen sevemezsin, mutlu olamazsın, yılansın, orospusun, suçlusun, ölmelisin Esme! Güzelliğin ve iyiliğin ile esmemelisin Esme.. Yılanı (cehalet, töre) öldürseler de ESME'sin.. "İnsan, bunca güzel olunca, melek soylu, melek yüzlü, melek huylu olunca insanlar onu iflah etmezler Hasaaaaan, edemezler." [s.56] Hasan 6 yaşında; -Anan uğursuz Hasan, ananı öldür Hasann ! Hasan 7 yaşında; -Anan katil Hasan, öldür ananı Hasaan !! Hasan 8 yaşında; -Anan orospu, anan soysuz! Öldür onu Hasan !!! Hasan 9 yaşında; günâhsız anasının katili, toplumun cinnet geçirttiği; Çukurovalı Hasan, henüz 9 yaşında eli kanlı Hasan... "Yılan yağacak Çukurun üstüne... Ateş yağacak... Çekirge yağacak, solucan, kaplumbağa, böğürtleç, kertiş yağacak... Adana selden, Ceyhan yelden, Misis yılandan, Tarsus bataktan gidecek..." [s.81] Yağsın, yansın, yıkılsın Çukurova; Esme'nin adı, Esme'nin ahı, Hasan'ın suskunluğu yankılansın Anavarza dağlarında. Çünkü bir gün değil, her gün öldürdünüz Esme'yi !!
Yaşar Kemal
Yaşar Kemal
; ruhun şad, mekânın cennet olsun büyük üstad.
Yılanı Öldürseler
Yılanı ÖldürselerYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202023,5bin okunma
102 syf.
9/10 puan verdi
·
19 saatte okudu
BU COĞRAFYADA KADIN OLMAK… Yılanı öldürseler; buram buram anadolu ve çukurova kokan, o bölgenin yaşayışını inanışını kültürünü dilini söylemlerinin her detayıyla anlatıldığı, vurgulanan temanın
Yılanı Öldürseler
Yılanı ÖldürselerYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202023,5bin okunma
Zavallı Hasan :(
102 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Esme... Güzel Esme... Masum Esme... Katil Esme... Yollu Esme. Bütün bu sıfatları yapıştırıyorlar bir kadının üzerine. Önce sevdiğinden ayırıyorlar, Halil, kocası olacak adam kaçırıp tecavüz ediyor mecbur kalsın ona diye. Esme susuyor, öyle bir susuş ki oğlu Hasan doğana kadar konuşmuyor. Sonra Hasan'la hayat buluyor tekrardan. Ama Esme'nin sevdalısı vazgeçmiyor ve bir gün öldürüyor Halil'i. Buradan sonra Hasan'ın hikayesi başlıyor. Toplumun baskısıyla 6 yaşından 9 yaşına kadar küçücük bir çocuğu cinnetin eşiğine getiren bir toplum. Bütün köy halkı, ölen Halil'in annesi tarafından dolduruluyor. Cahil halk da üzerine bin katarak ortalıkta olur olmadık konuşuyor ve küçücük bir çocuğu katil yapıyorlar, ana katili. Kitabın ismi "yılanı öldürseler" den kasıt bence bu zihniyeti öldürmek. Derin manalar taşıyan bir eser. Biraz da
Yaşar Kemal
Yaşar Kemal
kendi hayatından da izler bırakmış. Tam bir usta. Çukurova yöresinin lisanını, yaşayış şeklini ve genel olarak bir tek Çukurova için geçerli olmadan insanların ne kadar kötüleşebileceğini çok güzel yansıtmış. Çok beğendim. Tavsiye edeceğim kitapların başında yer alıyor. İyi okumalar...
Yılanı Öldürseler
Yılanı ÖldürselerYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202023,5bin okunma
102 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Hasan 9 yaşında Babası annesini zorla kaçırmış tecavüz etmiş köyün hatrı sayılır namuslu adamlarından biri. Annesi hiç sevmediği, tecavüzüne uğradığı adamla aynı evde yaşamaya mahkum bırakılmış sevdiği adam geldiğinde çocuğunu tercih etmiş namussuz bir kadın. Köyün dilinden düşmeyen bir kan davası ve namusunu temizlemesi gereken 9 yaşında bir çocuk. Okurken bile bu olayların güzel ülkemin yakın tarihinde hatta belki bi yerlerde hala yaşanıyor olması...
Yılanı Öldürseler
Yılanı ÖldürselerYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202023,5bin okunma
Reklam

Yazar Hakkında

Yaşar Kemal
Yaşar KemalYazar · 74 kitap
Yaşar Kemal (d. Kemal Sadık Gökçeli,] 1923; Gökçedam, Osmaniye), Kürt asıllı Türk romancı, senaryo ve öykü yazarı. Türk edebiyatının en önde gelen kalemlerinden biridir. İlk öykü kitabı Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü ile ilk romanı İnce Memed, Cumhuriyet'te tefrika edildi. İnce Memed, yaklaşık kırk dile çevrilerek yayımlandı ve kitaplarının yurtdışındaki baskısı yüz kırktan fazladır. Yaşar Kemal pek çok yapıtında Anadolu'nun efsane ve masallarından yararlanmıştır. PEN Yazarlar Derneği üyesidir. Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ilk Türk yazardır. Çocukluğu Yaşar Kemal, Nigâr Hanım ile çiftçi Sadık Efendi'nin oğlu olarak aslen Van-Erciş yolu üzerinde ve Van Gölü'ne yakın Muradiye ilçesine bağlı Ernis (bugün Ünseli) köyünden olan bir aileden dünyaya geldi. Kendi anlatımına göre bir Türkmen köyünde tek Kürt ailenin çocuğu olarak doğup büyüyen Yaşar Kemal, evde sadece Kürtçe köyde ise Türkçe konuşurdu. Ailesi, Birinci Dünya Savaşı'ndan dolayı Adana'nın Osmaniye ilçesine bağlı Hemite (bugün Gökçedam) köyüne yerleşti. Beş yaşındayken, babasının camide öldürülüşüne tanık oldu. Orta okul döneminde çeşitli işlerde çalıştı. Kuzucuoğlu Pamuk Üretme Çiftliği'nde ırgat kâtipliği (1941), Adana Halkevi Ramazanoğlu kitaplığında memurluk (1942), Zirai Mücadele'de ırgatbaşlığı, daha sonra Kadirli'nin Bahçe köyünde öğretmen vekilliği (1941-42), pamuk tarlalarında, batozlarda ırgatlık, traktör sürücülüğü, çeltik tarlalarında kontrolörlük yaptı. Sanat hayatı 1978 yılındaki yaptığı bir söyleşide sanat çalışmalarına ilkokula başlamadan önce şiirle işe koyulduğunu ve okula başladığında "yaşlı halk şairleriyle çakıştığını" anımsadığını belirtti. İlkokulun son sınıfındayken arkadaşı Aşık Mecit, çok iyi saz çalarken kendisi annesinden ötürü sazı "berbat" çalmaktaydı. Bunun nedenini şu sözlerle dile getirdi: "Benim saz çalamamamın sebebi var, anam aşık olacağım da diyar diyar dolaşacağım diye saza, aşıklığa düşman olmuştu. Onun tek çocuğuydum ve gözünden ayırmıyordu beni. Okulda, düğünlerde bayramlarda beni hep Aşık Mecitle çakıştırırlardı. Aşık Mecitle Kadirlide bir kahvede bir gece sabaha kadar çakıştığımı şimdi iyice anımsıyorum." Ortaokuldan ayrıldıktan sonra folklor derlemelerine başladı ve 1940-1941 yılları arasında Çukurovadan ile Toroslardan derlediği ağıtları içeren ilk kitabı olan Ağıtlar, Adana Halkevi tarafından 1943 yılında yayınladı. 1944 yılında ilk hikâyesi Pis Hikâye'yi yayınladı. Bunu, Kayseri'de askerlik yaparken yazmıştı. Bebek, Dükkâncı, Memet ile Memet öyküleri 1950'lerde yayımlandı. Kemal Sadık Göğceli adı ile çeşitli yayımlarda yazarken Yaşar Kemal adını Cumhuriyet gazetesine girince kullanmaya başladı. 1952 yılında yayımlanan ilk öykü kitabı olan Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü burada tefrika edildi. 1947'de İnce Memed'i yazdı fakat yarım bıraktı ve 1953-54’te bitirdi. Romanı yazma nedeni eşkiya olan ve dağda vurulan amcasının oğlunun vurulması olduğunu 1987 yılındaki bir söyleşisinde belirtti. Ayrıca aynı söyleşide, çocukluğunun eşkiyalığın içinde geçtiğini, dayısının "en büyük" eşkiyalardan biri olduğunu, o çevrede 1936'lara kadar beş yüze yakın eşkiya bulunduğunu ve bunlardan birinin de Kurtuluş Savaşı'nda Kadirli'yi ilk örgütleyenlerden olan Karamüftüoğlu ailesinden ünlü Remzi Bey olduğunu söyledi. Remzi Bey'in kendisine, ilk İnce Memed hikayesinde "Çakırdikeni" diye yer alan diken hikâyesini anlattı ve Yaşar Kemal'le "eşkıyalığın felsefesini" yaptı. Yaşar Kemal'in dünyada ilk kez yayımlanan seri, Bebek öyküsüdür ve önce Fransızcaya, sonra İngilizceye, İtalyancaya, Rusçaya, Romenceye ve diğer dillere çevrildi. Siyaset 17 yaşından bu yana sosyalist politikanın içindedir. 1961 Anayasası'ndan sonra kurulan Türkiye İşçi Partisi'ne 1962'de katıldı. Emekçi sınıfının tamamen yönetime gelmesini isteyen Kemal, TİP'te sekiz yıl çalıştı ve yöneticilerden biriydi. 1987'deki bir söyleşisinde Türkiye'de bir Marksist partiye ihtiyaç olduğunu belirtmiştir. Aynı söyleşideki "Nasıl bir sol modelden yanasınız?" sorusuna, şu cevabı vermiştir: "Her ülke sosyalist modelini kendisi kurar. Sovyetlerin 70 yıldır yaşama geçmiş modelini kabul edemeyiz. Yüzde yüz bağımsızlıktır sosyalizm. Kişi bağımsızlığı, ülke bağımsızlığı, politik bağımsızlık, ekonomik bağımsızlık, özellikle de kültürel bağımsızlık... Sosyalizmin başka bir anlamı yok benim için. Bu çağa gelinceye kadar kültürler birbirlerini beslemişlerdir, yok etmemişlerdir. Oysa çağımızda, kültürler kültürleri yok etmek için, bilinçli olarak kullanılmışlardır, emperyalistler tarafından. Benim için dünya bin çiçekli bir kültür bahçesidir; bir çiçeğin bile yok olmasını, dünya için büyük bir kayıp sayarım." TİP'ten ayrılan yazar, nedenini partinin niteliğini yitirmesine, bürokratların eline geçmesine ve emekçilerden kopmasına bağladı. Sovyetler Birliği çökmesinin, sosyalizmin de çökmesi değil, tam tersine dünya sosyalizminin zaferi olduğunu 1993'teki bir söyleşisinde dile getirmiştir. Temalar « Halka kim zulmediyorsa, etmişse, halkı kim eziyor, ezmişse, onu kim sömürmüş, sömürüyorsa, feodalite mi, burjuvazi mi... Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım. [...] Ben etle kemik nasıl biribirinden ayrılmazsa, sanatımın halktan ayrılmamasını isterim. Bu çağda halktan kopmuş bir sanata inanmıyorum. » Yaşar Kemal'im edebi çalışmalarında halka dönük bir düşünce hakim oldu ve bunu, bir yerde politik düşünce ile birleştirerek yürüttü. Yapıtlarıda halk şiirinde, epopelerde olduğu gibi insan değerlerinden kopmamaya çalıştı. Yaşar Kemal, siyasi görüşü ile sanatının paralel olduğunu, "halk ve doğa"ya inandığını, sanatının proletaryanın çıkarlarının emrinde olduğunu dile getirmiştir.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.