Serinin ilk kitabı Sharr adasında biterken, ikinci kitapta macera soluk soluğa devam ediyor. Zira zümrenin tek bir amacı vardır o da Aslanı yok ederek ve kadim kız kardeşlerin kalplerini tüm halifeliklerin minarelerine yerleştirerek büyüyü tekrar Aravistan'a getirmektir.
Fakat Altair'in esir düşmesi, Zafira'nın Macavhar ile olan bağı giderek her şeyi daha da zorlaştırır. Kördüğüm hâline getirir. Özellikle Zafira'nın tavırlarındaki değişiklik diğerlerini de oldukça etkiler. Fakat Nasir, sevdiği kadının her zaman yanında olur. Bana göre de onların arasındaki bu sevgi bağı kitapta olan en güzel şeydi...
Ancak ilerleyen sayfalarda bazı yerlerin gereksizce uzatıldığını fark ettim. Haliyle de biraz sıkıldım. Ayrıca Yasmine karakterine neden bu kadar kötü şeyler yazılmış bunu da pek anlayamadım. Hele ki son sayfalarda Zafira'ya "Ben de sarayını derleyip toparlayacağım. Kıyafetlerini katlayacağım." demesi çok sinir bozucuydu. Keşke yazar bu karakter üzerinde bu kadar olumsuz olmasaydı. Zira Altair kadar Yasmine de romanda çok renkliydi. Fakat benim için hayal kırıklığı oldu.
Bir diğer hayal kırıklığımda Nasir ve Zafira'nın oldu bittiye gelen kavuşmaları. İsterdim ki onlara yakışacak bir düğünleri olsun. Tıpkı Yasmine ve Misk de olduğu gibi fakat bu da düşündüğüm gibi olmadı maalesef.
Ama en nihayetinde olayların genel akışı ve karakterlerin duygusal olarak değişimleri, aile gibi olmaları çok güzeldi.
Benim için keyifli bir okumaydı. Eğer siz de Fantastik türde kitap okumayı seviyorsanız mutlaka tavsiye ederim. Şimdiden keyifli okumalar dilerim.
