Okuduğum en samimi kitaptır Yıldızlı Atlas. Kapağı gibi, anlattıkları da rengarenktir. Çocukluğuma döndüm, unuttuğum bir sürü hatıramı buldum sırıtarak okuduğum satırların arasında. O satırları etrafınızdakilerle paylaşma arzusu sarıyor içinizi.
"Denizleri dökülmesin diye, kimi atlasların duvara asılmadığı doğrudur."
"Orta ikiye giden lacivert bir ceketin en üst düğmesi, koptu kopacak gibi durur yerinde. Cekete tutunduğu ipler gevşedikçe, nasıl telaşlanır! Nasıl daha bir sıkı sarılır iliğine! "
Kitabın üstünde "çocuklar için denemeler" yazdığına bakmayın, içindeki çocuğu öldürmeyenlere hitaben yazılmış. Bir buçuk saatliğine çocukluğunuza dönüyorsunuz. Yıldızlı Atlas'ı yorumlamak gerçekten zor. Şuraya mavi bir alıntı daha koyup bitireyim :)
"Mavi? Boya kalemlerinin en kısa boylusu mavi kalemdi. Gökyüzü geniş olurdu ve küçük de olsa bir dere çizmek isterdin. Sonra elbiseleri, evlerin duvarlarını maviye boyardın. Sonra başka şeyleri. Mavi kalemin küçücük kalırdı."