Günseli Oral’ın ‘’ yaratıcı yazı ‘’ serüveni, ODTÜ’de yaptığı yüksek lisans eğitimi sırasında, yaratıcılık konusuna duyduğu ilgi ile başlamış. Çocuklarda ve yetişkinlerde yaratıcı düşünme ve problem çözme becerilerinin geliştirilmesi üzerinde çalışmalarda bulunmuş. 1991 yılında burslu gittiği İngiliz Bristol Üniversitesinde Dr Roger Garrett ile birlikte yaratıcı düşünme ve problem çözme üzerinde çalışmış. Daha sonraki yıllarda, Edward de Bono’nun Malta Üniversitesinde düzenlediği konferans ve seminerlere katılmış, bildiri sunmuş. ODTÜ’de farklı bölümlerde eğitim gören öğrencilerin öğrenme stilleri ile yaratıcılıkları arasındaki ilişkileri inceleyen bu bildiri oldukça ilgi çekmiş.
Kendi deyimiyle ‘’ Yaratıcılık alanı öylesine geniş bir alan ki, bir noktadan başladığınız zaman kendinizi bambaşka noktalarda bulabilmeniz mümkün.’’ Bu yüzden New York Üniversitesine bağlı olan CPSI (Creative Problem Solving Institute) ile iletişime geçmiş ve bu enstitünün ilk ve tek Türk üyesi olmuş. Burada yaratıcılık konusunda dünyanın en önde gelen bilim adamlarıyla tanışma ve çalışma fırsatı olmuş- Sid Parnes, Alex Osborn, Teresa Amabile gibi. ..
‘’ Ülkemizde yaratıcılık alanı henüz lüks görüldüğünden, bu alandaki çalışmalarımın çoğu yurt dışında gelişti. Ancak yaratıcılık hakkında Türkiye’de belli bir bilincin geliştirilmesi için mümkün olduğu kadar çok seminerlere ve panellere katılıyorum. ‘’ diyor Oral.
Günseli Oral, bu arada, geçtiğimiz yıllarda yaratıcı yazı kavramıyla ve uygulamalarıyla ilgilenmeye başlamış. Antalya’daki bazı okullarda yaratıcı yazıyı geliştirecek projeler uygulamış. Bu projelerin amaçlarına ulaştığını düşünüyor. ‘’ yine yazı yazıyoruz’’ kitabında yer alan çocuk yazıları da bu projeden elde ettiği yazıların küçük bir bölümü ... Ardından da bu konuda Indiana Üniversitesinde bir eğitim programından geçmiş. Şu an halihazırda Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesinde yaratıcı yazı dersi veriyor. Bu ders, Türkiye’de üniversite bazında verilen ilk yaratıcı yazı dersi.
Oral, bir öğretim görevlisi olarak, bu konuda aldığı eğitimin ve yaptığı çalışmaların bilimsel tarafının dışında, kendi sanatsal yönlerini de geliştirmesine yardımcı olduğunu ekliyor. Hatta birkaç öyküsü ve şiiri de var. Tabi bunlar çok profesyonelce yazılmış eserler değil, ama bir akademisyenin de sanatsal yönlerini geliştirebileceğini kanıtlıyor.
‘’ Yazı yazmanın herkes için çok ideal bir boşalma yolu olduğuna inanıyorum. Sadece kendini gerçekleştirme boyutunda değil, aynı zamanda bizi rahatsız eden duygu ve düşüncelerin en sağlıklı şekilde dışa vurumunu yaratıcı yazı ile gerçekleştirebileceğimizi düşünüyorum. Herkese bu harika deneyimi yaşamaları için kendilerine şans vermelerini öneririm. ‘’ sözleriyle okuyucuları yazı yazmaya davet ediyor.
