Yirmi Birinci Yüzyılda Kapital

Thomas Piketty

Quotes

See All
Belli fiyatların, mesela toprağın, gayrimenkullerin, hatta petrolün fiyatının uzun bir süre boyunca çok yüksek seviyelere çıkması, zenginliğin paylaşımını kalıcı olarak bu kıt kaynakları ellerinde tutanların lehine değiştirir.
Elbette, sermayenin mülkiyeti eşitlikçi bir şekilde dağıtılmış ve her işçi kendi ücretine ek olarak kârdan eşit pay almış olsaydı, kar paylaşım/ücret sorunu (neredeyse) hiç kimsenin umrunda olmazdı. Sermaye-emek arasındaki bölüşümün bu kadar çatışmaya yol açması, öncelikle sermaye mülkiyetinin aşırı yoğunlaşmasından ileri gelmektedir.
Sayfa 42
Reklam
Ulusal Sermaye = Tarım Arazileri + Konutlar + Diğer Yurtiçi Sermaye + Net Yabancı Sermaye
Yasasını s*...yim !öhhöhöö öhhöö ....neyyyysssheee
Emek gelirinin (yani emeğin köle sahiplerine sağladığı kazanç) milli gelirin %60'ını, sermaye gelirinin (yani kira, kâr vs., arazilerin ve diğer sermayelerin sahiplerine getirisi) milli gelirin %40'ını temsil etmekte olduğunu ve insan dışı her türden sermayenin getiri oranının yıllık %5 seviyesinde olduğunu varsayalım. Formül itibarıyla, ulusal sermayenin değeri (köle hariç) sekiz yıllık milli gelire eşittir -bu, 1. Bölüm'de sunduğumuz, kapitalizmin ilk temel yasasıdır (ß = α / r).
Oooo hooo hangi sosyal adalet ! :(
Miras yoluyla servet edinmiş kişiler sermayelerinden elde ettikleri gelirin yalnızca bir bölümünü saklayarak sermayelerinin ekonomiden daha hızlı büyümesini sağlayabilirler. Bu koşullarda miras yoluyla elde edilen servet,yaşam süresince çalışılarak elde edilen servetten daha baskın hale gelir ve sermayedeki yoğunlaşma da aşırı yüksek bir seviyeye ,modern demokratik toplumlarımızın temellerini oluşturan sosyal adalet prensipleriyle ve meritokratik değerlerle potansiyel olarak uyusmayacak bir seviyeye ulaşır.
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.