Yirmi Yıl Sonra
İlk sayfadan okuyucuyu yakalayan, temposu hiç düşmeyen, sayfaları nasıl çevireceğinizi bilemeyeceğiniz bir kitap.
Kitap, yazar Cameron Young’ın evinde ölü bulunmasıyla başlıyor. Daha ilk sayfadan bir olay yeri incelemenin içinde buluyorsunuz kendinizi. Yapılan incelemeler olayın bir intihar değil cinayet olduğunu gösteriyor. Toplanan delillerle ise Victoria Ford olayın baş şüphelisi olarak kayıtlara geçiyor. Ancak 11 Eylül’de İkiz Kulelere yapılan terör saldırısında İkiz Kulelerde avukatının ofisinde olan Victoria’nın ölümüyle soruşturma kapanıyor.
Bu 20 yıllık süreçte Amerikan hükümeti saldırıda hayatını kaybedenleri olay yerinde bulunan dna’lar ile tespit etmeye devam ediyor ve olayın 20.yılında Victoria’nın İkiz Kulelerde dna’sı tespit ediliyor.
Bu noktada Avery Mason ile tanışıyoruz. Azimli, hırslı, gözü kara bir gazeteci. Bu olayın peşine düşüyor ve New York’a gidiyor. Ama aslında başka planları var.
Ve Cameron Young soruşturmasını takip eden, sonrasında FBI’dan zorunlu emekli olmuş Walt. FBI tarafından 20 yıl sonra göreve geri çağrılıyor. Avery Manson’a yardımcı olmak için New York’a gidiyor. Ama onunda aslında başka planları var.
Oyun içinde oyun, plan içinde plan. Soluk soluğa bir nefese okuyacağınız sürükleyici bir kurgu.
Tavsiyemdir.
Kitap çok heyecanlı başlıyor. Kendimizi birden cinayetin işlendiği yerde buluyoruz ve bu macera da kitap boyunca devam ediyor. Çok iyi tasarlanmış bir kurgu, şaşırtıcı olaylar ve tüm olayların birbiriyle ilişkilendirilmesi muazzam.
Gizem, entrika, aşk, ihanet ne ararsanız var kitapta. Akıcı kurgusu ile keyifle okuduğum eserler arasına girdi.
Gerçek konuyu okumaya başlayabilmek için çektiğim 100 sayfalık eziyeti nasıl anlatabilirim bilmiyorum.O nasıl bir anlatım şekli, daha başından kitaptan soğuttu. Güzel bir girişle başladı ama sonrası anlamsız bir sürü uzatma ,bir sürü saçma ve gereksiz karakterlerle, müthiş gereksiz detaylar ve laf kalabalığı ile doluydu.
Konu olarak güzel evet, 20 yıl önce işlenen cinayet, 20 yıl sonra geçmişi olaylı Avery ve FBI'dan emekli edilmiş Walt ile gün yüzüne çıkarılıyor. Gizem yönü güzel ama bu kadar uzatılmış kötü bir anlatıma konu ne kadar iyi olursa olsun yüksek puan vermek haksızlık olur. Çünkü kitabın neredeyse yarısı ve devamında da ara ara bir çok yerini okumak işkence gibiydi.
Geçmişi bayağı olayli olam Avery Mason'un hikayesi... Babası birçok insanın bildiği bir sahtekar. Tüm dolandırıcılık sonrasında adam ortadan kayboluyor .. Avery ise her seye yeni baştan başlıyor.. ismini değiştirerek tabi ki. Gazetecilik okuyan Avery artık işinde oldukça iyi bir yere geliyor. O herkesin ilgi ile izlediği programın başarılı sunucusu oluyor. yine bir haber peşinde koşan Avery için bu sefer hedef New York.. Yeni bir DNA sistemi sayesinde 11 Eylül kurbanlarindan olan Victoria Ford 'un kimliğine ulaşılıyor. Victoria'nın yirmi yıl önce acımasızca işlenen bir cinayetle suçlanmış olması ise olayların seyrini tamamen değiştiriyor. 11 Eylül'den kalan bir ses kaydı, ortaya çıkan aile sırları, acımasız seks, ihanet ve dolandırıcılık...
Bir yandan Avery, kendi geçmişindeki sırları
diğer yanda başka hayatların sırları onu zorluyor.. Avery tüm bu zorluklara rağmen eski dedektif olan Walt ile arsive atılan dava dosyasını tekrar sorgulamaya başlıyor.
Macera dolu bir sürece var mısınız?
Sonuna kadar akıcı kurgusu ile severek okudum eseri. Turu sevenlere tavsiyemdir.
Polise diye okuyorsunuz ama şöyle tarif edeyim ;)
Kitap = Tabak
Tabak = Ordövr tabağı ve polisiye bu tabaktaki tek bir mezeye ait :(
Kişileri bu kadar uzun tanıtmak gerekli miydi