Ebe kadın alçak bir sesle, “bir kız” dedi. Bunu derken, Mihrünisa’ya acıyarak baktı. Bunca yıllık evlilikten sonra, bu kadıncağız doğura doğura çelimsiz bir kız bebek doğurmuştu. Ne kötü bir talih!
Selim, Ekber’in mezarının soğuk taşını öpmek için yere eğildi. Yas tutanlar gidince, dışarıda, yağmurda beklemeye koyuldu. Gözyaşları, yağmur tanelerine karışıyordu. Mezarın inşası bitince, babasının büyüklüğünü simgeleyen bir abide yükselecekti. Yıllar boyu, Hindistan halkı buraya gelip bu büyük İmparator’a saygılarını sunacaktı. Ve o, yani Selim, aziz ülkesine elinden geldiğince özen gösterecekti. Gelecek kuşaklar, Ekber’in doğru bir seçim yaptığını düşüneceklerdi.
...
Gelecek nesiler onu İmparator Cihangir olarak tanıyacaktı