‘Bir Musa doğmasın diye, doğan binlerce çocuk öldürülür.
Fakat ölen çocuklarının kanında Musa bilincinin çiçeği açar.
Zulüm denizinde boğulan bir halka, suda boğulmayan bir çocuk yol gösterir, suları yarıp geçme yolunu..’
Fakat ölen çocuklarının kanında Musa bilincinin çiçeği açar.
Zulüm denizinde boğulan bir halka, suda boğulmayan bir çocuk yol gösterir, suları yarıp geçme yolunu..’
Hiç kimse bu mutlu yaşantının değişebileceğini, ufukların kararacağını, güneşlerin görünmezcesine batacağını, şehirlerin toza ve dumana karışacağını aklına getirmiyor.
Ya da çiçek açmıştı ağaç ama bir türlü çiçek meyveye dönüşmüyordu. Çünkü: Mevsim hep aynı kalıyordu, değişmiyordu. Meyvenin ortaya çıkması için mevsimin değişmesi lâzımdı.