… Üstat, 100. yaşında, hiç de hak ettiği gibi anılmadı. Bir film, bir kitap, bir sergi ve birkaç konferans… Onu ve eserini bütünüyle bugünün edebiyat ve düşünce ortamına getiren kalıcı işler yapılamadı. Bunda hepimizin sorumluluğu var. Hal böyleyken, ‘Üstad’ın konağını yıktılar!’ yakınmasını çok da anlamlı bulmuyorum ben.
Biz, galiba yaşatmayı değil, gidenlerin ardından ağlamayı seviyoruz.