Geride sadece esintisi kalan kadife rüzgar, tadına varılmamış bir aşk hevesi gibi hissettiriyordu kendini. Çekip gittiğinde ise yakıp kavuran sevda güneşi ile baş başa bırakıyordu insanları.
Göklere değen bir minare, yerlerde gezen kubbe... Biz ne kötülük yapmışız kendimize öyle? Nedir bu devasalık sevgisi? Nedir bu azamet tutkusu? İnsanla kucaklaşması gereken camiler insanın üzerine devrilecek gibi.