Yoga Vazişta 3. Cilt

Valmiki
Birlik hakkındaki inancımıza göre ben Oyum, sen de öylesin. Ama sadece bedenlerimizden oluştuğumuza inanırsak, o zaman ne ben Oyum, ne de sen Osun. Gerçeğin bilgisi yoluyla 'ben' ve 'sen' hissinden kurtulursak ego oluşumuz sonlanır, hem sen hem de diğer tüm kişiler özelliklerini tek olan birlikte kaybeder.
Sayfa 194 - Purnam YayınlarıKitabı okudu
Kişi sadece kendi aklının muhakemesiyle ve kendini bilme aracılığıyla her şeyin bilinmez sebebini aşina olur. Kendi aklının farkındalığına sahip olmak her zaman en iyi rehberdir. Ey Rama, insanlar için bundan daha iyi bir öğretmen yoktur.
Sayfa 175 - Purnam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Zihin bir nesneyi kendisi dışında başka bir şey olarak düşündüğünde düalizm hatasına düşer. Ama düşüncelerini kendi içine odakladığında nesnel düalite hissini kaybeder. Üzerinde durduğu düşünceler dışında zihinde başka bir şey yoktur. Nesnelerin var olmayışını bilince, duyarlılığının hareketi durup (sakinleşir). Zayıf zihin Yüce Olan ile bir hale gelerek faaliyetlerini baskılayarak sessizleştiğinde, (zihne) sakin ya da kayıtsız denir.
Sayfa 133 - Purnam YayınlarıKitabı okudu
Bireyin benliğinin -varolmadan önce olduğu gibi- hiçbir şey olmadığını bilince ve zanlarının sahteliğini düşününce, kimsenin kederlenecek bir sebebi kalmaz.
Sayfa 132 - Purnam YayınlarıKitabı okudu
Dışsal dünyanın gerçekliği veya gerçek dışılığı ile ilgili hatalı kavrayış akıldan kaynaklanmaz; zira akıl sadece (dışsal fenomenin) işleyişinin farkındadır, dışsal fenomenin farkında değildir. Bu kavram sihir gösterisinin yanılsaması gibidir ve duyusal akıllarda bulunur. Gerçek dışı dünyayı düşünmenin uzun süredir devam eden alışkanlığı, düşünmeyenlerde de bunun görünmesini sağlar; tıpkı uzatılmış uykunun rüya gören ruha gördüğü sahneleri gerçek olarak (algılattırması) gibi... Bir kütüğü insan sanma hatasına sebep olan (ışık) yansımasının yokluğudur. (Benzer şekilde) spritüel ışığın yokluğu rasyonellikten yanıltıp uzaklaştırır ve sahte hayalleri gerçek kılar, tıpkı korktuğu ve gerçek bilgilerden yoksun olduğu için çocukların gölgelerde hayalet olduğu inancına sahip olması gibi...
Sayfa 131 - Purnam YayınlarıKitabı okudu
Hareket eden her tür varlık sadece kendi düşüncesinin bir modelidir, görüşün içsel yansımasını gösteren bir ayna gibidir. Tanrı üzerine odaklanmış akıl dünya çalkantısının ortasında sarsılmadan durur, mükemmel sakinlikle doludur ve beden köleliğinden nihai kurtuluşa erene dek ruhun yapısını korur. Ancak dünyanın zevklerine dair akıl aynasında nöbetleşe sunulan düşünceler, bir aynada geçen sahnelerin gölgesi gibidir.. Bu nedenle dünyevi düşüncelerin üstesinden gelip, bunları gerçeğin yoluna döndürmede yüce bir akıl kuvveti gerekir, tıpkı nehir yatağının okyanusa karışmasını muazzam güçlü nehir akıntılarının sağlaması gibi. Ama dünyevi ve spiritüel düşünceler akla eşit kuvvette baskı yaptığında, akıl fazlasıyla rahatsız olur. Sonra daha yüce olan kuvvet öyle veya böyle diğerinin önüne geçer. Doğan, yaşayan veya ölen sayısız varlığın hepsindeki durum budur. Tüm insan akıllarının parçalarında aynı kazalar oluşur.
Sayfa 116 - Purnam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Eğer tatlı olduğu düşünülürse, acı olan tatlı gelir. Zıt hislerin benimsenmesiyle, uygun olmayan uyguna, dostane olan düşmana dönüşür.
Sayfa 114 - Purnam YayınlarıKitabı okudu
Doğrusu tüm yaşayan canlıların arzusu kalplerinde olandır ve gerçekte dönüştükleri şeyin sebebi de (kalplerindekidir). Kişinin düşüncesi zehiri nektar gibi tatlı kılar ve yine aynı düşüncenin kendisi yalanın gerçek gibi görünmesini sağlar. Kesinlikle bil ki, öyle veya böyle bir sebep olmadığı sürece kimsede hiçbir düşünce doğmaz. Bu nedenle bu dünyada tekrar doğumun tek sebebi ruhta kalıtsal olan arzu veya düşüncedir. Tüm varlıkların varolmayandan varolma haline geçmesinin sebebi olan, (tüm varlıkların) sebebi-olmayan-varlığı olan Yüce Varlık dışında, uygun bir sebebi olmadan gerçekleşen bir olayı kimse ne görmüş ne de duymuştur. Rüyanın ruhta kalıtsal olması gibi, arzu da zihinde kalıtsaldır. Tanrı iradesinin yaradılışta tezahür etmesi gibi, arzu da fiil biçiminde görünür.
Sayfa 96 - Purnam YayınlarıKitabı okudu
Şuur içsel bilgidir ve doğası gereği yok edilmezdir. Bu nedenle şuurun doğası doğum ve ölümden özgürdür. Bazı kişilerde bu şuur taze bir pınar gibi berraktır, diğerlerinde gelgit suları gibi kirlidir. Bazılarında saf zihin biçiminde parlaktır, ama pek çoğunda duyarlı veya bireysel ruh doğasındadır, hayvan yaşamının tutkuları ile kirlenmiştir.
Sayfa 84 - Purnam YayınlarıKitabı okudu
Gerçek olmayan gerçekmiş gibi görünür, tıpkı gölgenin bir maddeselliği varmış gibi... Nesneler hakkındaki zanlarımız doğamızın değerleridir. Şuurun başlangıçta kendisini çeşitli tezahürler de sergilediği tavrın aynısı bugüne dek devam etti ve evrensel akış sistemini oluşturan şuurun tezahürleri olarak bilindi. Gökyüzü İlahi Aklın boşluğa dair zihinsel fikrinin bir tezahürüdür. Zihindeki süreklilik fikri zaman bölümleri biçiminde göründü. Sıvısallık fikri kendisini İlahi Aklın su biçiminden türetti, kişinin suyu ve denizleri kendi aklında hayal etmesi gibi...
Sayfa 79 - Purnam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yaşam süresince ölümün varlığı yoktur, ölümdeyse yaşam hükümsüzdür ve ortadan kalkmıştır. Yaşam ve ölüm arasındaki bu ayrım bunlarla ilgili zanlarımızın dalgalanan doğasından kaynaklanır. Bu durumda ne bir varlık vardır ne de varlık-olmayan. Her ikisi de yanıltmaca olarak bize dönüşümlü olarak görünür. Binlerce yıl süren bir kalpadan sonra - daha önce olan ya da daha sonra gelen- ne bir şey vardı, ne de bir şey olacaktır, ne bugün ne de herhangi bir çağda (bir şey) var olmadı.
Sayfa 37 - Purnam YayınlarıKitabı okudu
Evet, gece rüyasının doğası gündüz hayalleri ile aynı doğaya sahiptir, her iki durumda da rüya nesneleri gerçekmiş gibi görünür. Kişi uykusundan uyanırken, gece rüyaları boş havada kaybolur. Kişinin ölümü ile de (uyanıklık halinde gördüğü) hayaller boş havada kaybolur. Gece rüyalarında (gördüğün) nesneler uyandığında herhangi bir zaman veya mekanda var olmaz, aynı şekilde (uyanıklık halindeyken gördüğün) hayallerin de öldüğünde bir varlığı yoktur. Böylelikle şu an gerçek gibi görünen her şey gerçek dışıdır ve rüyada görülen peri gibi cazibeli olsa da, sonunda her şey havai bir boşlukta yok olur. Tüm boşluğu kaplayan, herkesin hem içindeki hem de dışındaki her şey olarak görünen tek bir Şuur vardır. Farklı ışıklar altında onu görmemizin sebebi kavrayışımızın aldatıcılığıdır.
Sayfa 27 - Purnam YayınlarıKitabı okudu
Resim