Kitap satın alan ya da kitaplara bakan bir avuç insan.Kimi zaman tükenmiş bir kitabı arayan okuma meraklısı üç beş kişi gelir.Bab-ı Âli kitapçıları onları artık sahaflara gönderiyor.
Sohbetinin tadı kahvesinin tadından iyi olan öteki kahveler de birer ikişer yitip gidiyor.
Şimdi sade,az şekerli,orta şekerli,yandan çarklı okkalı,kallavi tiryaki,dibek kahvelerinin yerini nescafe aldı.Kahvehanelerse cafelerle cafe-barlara dönüştü.
Bizde kahve Kanuni Sultan Süleyman döneminde içilmeye başladı.İlk kahve dükkanı/kahvehane 1554/1555 yılında İstanbul’da Tahtakale’de Mısırçarşı’nın arkasındaki Tahmis denilen yerde biri Şam’lı biri Halep’li iki kişi tarafından açıldı.
İstanbul Galata’da Mumhane caddesinde Taş bir binada mum yapım yerinin olduğu cami,kilise gibi büyük mekanları aydınlatmak için büyük boyda mumların yapıldığı bilinir.
Kentin bağrı delinerek yapılan yeraltı otoparkları,araç sıkışıklığını,trafik yoğunluğunu önlemekte yararlı olsa da yağmur sularını geçirmediği için kuraklığa neden olan en önemli etkendir.
Bilgi yayınevinin sahibi Ahmet Küflü bir yerde,kitap satışlarının azlığından söz ederken “Çok satabilecek kitaplarımı bile 2000 basıyorum” demişti.Demek ki bundan sonra kapanmak zorunda kalan kitapevleri yüzünden daha az basılıp daha az sarılacak kitaplar