Yok Yolcu

Kâmil Erdem

Yok Yolcu Posts

You can find Yok Yolcu books, Yok Yolcu quotes and quotes, Yok Yolcu authors, Yok Yolcu reviews and reviews on 1000Kitap.
Evet, caddeye çıkmış ama şimdiye dönememişti. Dönememiştik. Bir öyküye başlayıp ortasından dönmenin tatsızlığı! Narmanlı'nın az ilerisinde iki çalgıcı Gürcü havasına benzer bir şey tutturmuş, üzgün şapkalarının altında dünyayı umursamayan devinimlerle, kendilerini hırçın bir kemana ve mutaassıp bir zurnaya teslim etmişlerdi. Çok seyircileri yoktu. Yine de irkilip duraksıyordu yoldan geçenler.
Sayfa 105 - Son GörüşmeKitabı okudu
Nasıl ki biz şimdi bu uğultulu kuşatılmışlığı benimsemişsek...
Sayfa 104 - Son GörüşmeKitabı okudu
Reklam
Anne babalar onu yabancı gözlerden hattâ kendilerinden bile saklasalar da, tıpkı bizim şimdi yaptığımız gibi gözlerini ötelere dikmekten vazgeçiyorlar, yoksulluğun ve yoksunluğun kucağında yaşamanın ötesine, o zorlu belirsiz alacakaranlığa bakamıyorlardı. Nasıl ki biz şimdi bu uğultulu kuşatılmışlığı benimsemişsek...
Sayfa 104 - Son GörüşmeKitabı okudu
Devrimi köylerden şehirlere doğru başlatamamış, köylüleri ayaklandıramamıştık ama yoksulluğun evin en itibarlı çocuğu olduğunu öğrenmiştik.
Sayfa 104 - Son GörüşmeKitabı okudu
Ay karanlıklı "aylar karanlıktı." Ama yıldızların o çatırtılı ışığında her yer görünüyordu sanki. Sen de öyle misin, uyumak istemiyor musun diye sormuştum, çünkü ben, durmadan uyanık kalmak istemiştim, şıp da şıp bu su sesi bitişiğinde. Devrimi köylerden şehirlere doğru başlatamamış, köylüleri ayaklandıramamıştık ama yoksulluğun evin en itibarlı çocuğu olduğunu öğrenmiştik. Bir godik arpa için Sivas kapılarından kovuldukları günleri, suna gibi keçisinin, ineğinin haczedildiği zamanları aklımıza getirmiştik. Anne babalar onu yabancı gözlerden hattâ kendilerinden bile saklasalar da, tıpkı bizim şimdi yaptığımız gibi gözlerini ötelere dikmekten vazgeçiyorlar, yoksulluğun ve yoksunluğun kucağında yaşamanın ötesine, o zorlu belirsiz alacakaranlığa bakamıyorlardı. Nasıl ki biz şimdi bu uğultulu kuşatılmışlığı benimsemişsek...
Sayfa 104 - Son GörüşmeKitabı okudu
Hadi dedi biraz dolaşalım, sıkıldım böyle oturmaktan. Çevreme bakındım, gençlerin keyfi yerindeydi. Garson çocuk, yan masadaki genç hanımlara bir şeyler açıklıyordu. Caddede kalabalık artmıştı. Klimalardan, buzdolaplarından, kahve makinelerinden çıkan sesler insan seslerine karışıyor, kentin taşıtlarının, vapurlarının, bulutlarının uğultusuyla, dışarıdan gelen seslerle birleşiyor, gizli hoparlörlerden yükselen Cesária Évora şarkılarına eşlik ediyor, insanda hayatla bir sarmaş dolaşlık, güvenli bir kucağa uzanmışlık duygusu yaratıyordu. Bundan ancak yaşlılar şikâyet eder diye düşündüm, arkadaşımın yüzüne bir daha baktım, evet artık genç değildi. Hoş ben neydim, Cahit Sıtkı'nın yol ortası hesabını geride bırakalı epeyce olmuştu ve biz, şimdi ikimiz oturmuş gençliğimizi yeniden kurguluyorduk. Sarışın tarihçilerin asla uğramadığı dağ köylerini, kırgın yüzyıllara tanıklık etmiş, hırpalanmış insanların kendi hallerine bırakıldığı gölgeli, sakin yıllarda yeşeren filizlerini anımsıyorduk.
Sayfa 103 - Son GörüşmeKitabı okudu
Reklam
409 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.