Onsekizindeki annem, o oyaları renkli kuka ipliklerinden değil de gözyaşlarından, gözünün ışığından örer, işler sanırdım.
Anamın elinden çıkmış o oyalardan bitekine şimdi bütün kitaplarımı, bundan sonra yazacaklarımı da verirdim.
hepimizin kafasında, anılarında, hiç büyümeden, hiç yaşlanmadan, hep çocuk kalmış, kimisi silik kimisi derin izleriyle canlı yüzler vardır. anılarımızdaki bu yüzlerin albümünde seyrettiğini, gerçekte onlar değil, kendimiziz.
Çok kişi çocukluğunu mutlu geçirmiştir. Ben şimdi çocukluğumu ansıdıkça anılarımdan mutluluk duysam bile, gerçekte mutlu bir çocukluk yaşamadım. Hatta çocukluğumu bile yaşayabildim sayılmaz. Ama yine de bana o günlerimi düşünmek, şimdi buruksu bir tat veriyor.
Sayfa 378 - NESİN YAYINEVİ. Böyle gelmiş böyle gitmez -1Kitabı okudu
Eğitim diye, iyi adam yetiştirmek diye, çocukların, gençlerin önüne, boylarınca dikenli çalılar koyuyorlar. Bu dikenli çalıların arasından sıyrıklar, yara bereler içinde geçip, kan içinde kalıp kurtulmak zor, çok zor...
Binlerce, yüzbinlerce yavru, iyi dileklerine aykırı, yurtlarına yeterince yararlı kişi olamamışlarsa, suç bu düzensiz topluma egemen olan tesadüflerin elinde yoğrulmalarındandır. Tesadüflerin elinde iyi, tesadüflerin elinde az iyi, kötü, çok kötü oluruz. Ancak toplum düzenine kavuştukça insanlar tesadüflerin elinde oyuncak olmaktan kurtulurlar.