Her zaman ama her zaman akılla şefkati, yargıyla sevgiyi ve acımasızlıkla merhameti dengede tutmak zorunda kalmıştım.
Sadece Jamie'ye sahip olduğum her şeyi vermiş, bütün her şeyi riske atmıştım. Zor kazanılan kariyerin verdiği rahatlık ve baskıyla beraber ihtiyatı, yargıyı ve aklı başındalığı fırlatıp uzağa atmıştım. Ona kendimden başka hiçbir şey getirmemiştim, onunla kendimden başka bir şey olmamıştım, bedenim gibi ruhumu da ona vermiştim