Yoldaki Adam Quotes

You can find Yoldaki Adam quotes, Yoldaki Adam book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Abdülhamit Osmanlı`sı bir hastalıktır!
"Hala farkında değil misiniz? Kokuşmuşuz biz! Kim diriltecek bizi! Yine biz! Ama bu bizin içinde sizin gibiler yok! Burada bir Rus konsolosu vardı, elinde kamçısıyla göğsünü şişire şişire sokaklarda dolaşırdı. Bu yetmiyormuş gibi karşılaştığı Türk askerine iğrenerek bakar, alay ederdi. Bir gün kendisine selam vermedi diye Türk askerini dövdü. Asker de ikinci kamçı darbesinden sonra tetiğini çekip herifi devirdi. O eri hemen divan-ı harbe verdiler; idam ettiler! Saray, Rusya`dan af üzerine af diledi. Kim yaşayıp, kim ölüyormuş; anlıyor musun bunu sen baba? Bu kadar zavallı mıyız biz?"
Sayfa 255 - Ötüken YayıneviKitabı okudu
Yolda hep düşünüyordu. Ölüler geliyordu hatırına Satı ölmüştü, babası ölmüştü. Mithat Paşa'yı Taif'te boğmuşlardı. Gazi Osman Paşa'yı göşyaşlarıyla toprağa vermişlerdi. Hoca Daniş Efendi ayağında zincirlerle bir daha dönmemecesine gitmişti. Daha neler gitmeyecekti ki? Bu savaş kimlerin arasında geçiyordu? İyilerle kötülerin mi, yoksa sinenlerle sindirenlerin mi? Belki de hiç birisi değildi. İnsanlar, insan oldukları için birbirlerini boğuyorlardı..
Sayfa 231 - Hakan YayıneviKitabı okudu
Reklam
- Sen beni ne sandın hakim bey? Ben tarihi inkâr etmem, hele Türk tarihini hiç! Köküm orada. Millet olarak yaşamanın sırrı da bu zaten! Kim ki sırtını geçmişe çevirirse, kim ki geldiği yolu bilmezse bataklığa düşmüş ördek gibi çırpınır da çamura gömülmekten öteye bir şey yapamaz!.. Tarihimle, bu millete hizmeti geçmiş kişilerle, Türklüğümle övünürüm. Kendimizi unuttuğumuz için bu hale geldik. Ununutanları da, unutturanları da affetmem!.. Türklüğü canlandıranı sırtımda taşırım. Savaşım burada!.. Beni gerici de sanma; geçmişin kötülerini yaşatmak, onların gölgesine sığınmak işime gelmez. Türk kültürünün, Türk dilinin hayranıyım ben. Birbirimizi bu dille anlarız böyle anlaşırız! Osmanlılığa da aklım ermez benim..
Sayfa 209 - Hakan YayıneviKitabı okudu
- Osman Paşa yaralandı!... Ruslar Paşa'yı götürmeye geldiler. Bulgarlar Plevne'den çıkacağımızı Ruslara duyurmuşlar. Her şey bitti. İndirin silahlarınızı, teslim oluyoruz!.. Evvela anlayamadılar bu sözlerin anlamını. Parmaklarını tetiklerden çekemediler bir türlü. Sonra oldukları yere bir külçe gibi çöktüler. Hepsi de hüngür hüngür ağlıyordu. Çamura, kana bulanmış, kaskatı olmuş şu insanlar Plevne dağlarında tüm yalnızdı artık. - Sağ mısın Mahmut Çavuş kardeş? - Sağım!. - Yaran filan da yok ya? - Yok!.. Ama neye yarar? Sağ kalmak neye yarar Satı? Mahmut süngüsünü çıkarıp attı, tüfeğini çamura gömdü ve bekledi... Yerde Plevne'yi bırakmamak için direnen Salih Çavuş, bir daha gözlerini açmamacasına yatıyordu. Ve Vid köprüsünde bir beyaz bayrak sallanıyordu...
Sayfa 127 - Hakan YayıneviKitabı okudu
"Bir güçlü olsaydık, birleşebilseydik, birbirimizi yemeseydik.. O kitap doğru söylüyor. Hocayı bir daha görebilsem! Kendimizi öğrenmek ne demek diye sorsam. Ne çekiyorsak cehaletimizden çekiyoruz, cahil olan çabuk kanar, göremez önünü ardını desem..."
Sayfa 90 - Hakan YayıneviKitabı okudu
- Ben diyorum ki evlât, yakında bir tabela asıp "Kiralıktır" demek gerekecek bu memleket için. Galiba biz yürütemeyeceğiz!.. Yeni sahipleri ne yapar bilmem. Anamızı gevretirlerse de helâl olsun. Kendine sahip olamayanın sürünmekten öte ne beklemeye hakkı vardır?
Sayfa 78 - Hakan YayıneviKitabı okudu
Reklam
Yargıç ayağa kalktı. Hoca: -Otur, dedi. -Bana mı? -Sana!... -Ben insanı ne yaparım bilir misin? -Bilirim! Yapacağını yap, yine dinle. Bir daha böyle bir fırsat eline geçmez! Elbet günün birinde bir şeyler olacak; bunun hiçbir güç önüne geçemeyerek. Ama o olacaklar bu millete ne sağlayacak? Beni düşündüren bu! -Hangi millet o? Şu yanında sıralananlar mı? -Onlar! Göçmen, "Toprağım" diyor. Berber, "Sen de gelsen git diyemem" diyor. Adamın öylesine gırtlağını sıkmışlar ki, "Burun, yıldız, vatan" diye bağırmakla rahatlayacağını sanıyor. Suç nerede; hakim olarak araştır bunu. Hele adalet yangın yerine dönmüşse, önüne gelen çiğneyip geçiyorsa, işin sonunu bir düşün! Mahmut Çavuş'u konuştursaydın, sana "Öğrenmek istiyorum!" derdi. Öğrenmek! Ben bugüne kadar, "sinmiş ve unutulmuşlardan uzak olarak çalışmanın yetersizliğini" duyurmak istedim. "Sinmiş ve unutulmuşların yanında onlarla bereber çalışmanın gerektiğini" anlatmak için uğraştım. Nedense benim bu düşüncemi benimsemediler. Hep birincisini yapmaya kalkıştılar, kalkışıyorlar da. Belki de daha kolaylarına geliyor! Ötekisi çok güç iş! Ama bal gibi iş! Zulme karşı gelenin, zulmü kaldırdığını sananın zulüm yapmayacağını, ezip sindirmeyeceğini kim iddia edebilir? Hadi, söyle de assınlar beni...
Sayfa 191 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
“Kul yanılmakla, bülbül ötmekle vaktini geçirir...” #BekirBüyükarkın #YoldakiAdam
Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Geri14
49 öğeden 41 ile 49 arasındakiler gösteriliyor.