Hoşgeldin kahvenin köpüğü, çayın demi;
bir akşamüstüydü Kızılay'da, geldin
yaralarım sağaldı. Damağımda yeniden
duydum çocukluğumun çağla tadını.
Say ki Eylül ayı hükmünde bir ilkyazdı,
Erzurum dağları kar ile boran
türküsü dilimizde! Adını sen koy dedin;
Bayırda açan badem ağacı koydum.
Ben seni unutmuş başkasını sevmiştim,
iyi ki geldin. Aşk dediğin insanı alıp
uzun yollarda koşturmalı. Dağları deldirip
suyu unutturmalı, herkese sonsuz umut!