Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yüksek Topuklar

Murathan Mungan

Yüksek Topuklar Gönderileri

Yüksek Topuklar kitaplarını, Yüksek Topuklar sözleri ve alıntılarını, Yüksek Topuklar yazarlarını, Yüksek Topuklar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ruh yorgunuyum
Ruh yorgunuyum, gönül yorgunuyum, hayat yorgunuyum; öğrenmek, bilmek, anlamak, anlamış gibi yapmak, düşünmek, hissetmek, tanımak, tanık olmak, katlanmak, anlayış göstermek, görmezden gelmek, üzerinde duramamak, idare etmek, üzülmemiş görünmek, alışmak, alışamamak, sabretmek, katlanmak, beklemek yorgunuyum…
Acılarım tazeyken kimseyle konuşmazdım. İnsanların acıları, onlar çok konuştukları için uzun sürüyor.Unutmak mutluluktur.
Reklam
Hatırlıyoruz.
•Geçtiğimiz yollarda kaybettiklerimizin bize en büyük kötülüğü, kendilerini tekrar tekrar hatırlatmalarıdır.
Hayatında hiçbir şeyi militanı olmadan yaşayamayan biriyle, sakin sularda konuşmanın mümkünü var mıdır?
"Devrimci bir genç kız olduğum zamanlardaki kalbimi özlüyorum. Belki saftık, toyduk, hamdık, ama iyiydik. İyi."
"O gün içim bir kez daha eksildi. Bu kez ona değil, hayata kırılmıştım. Hayat bazı insanların kalbini daha çok kırar."
Reklam
Neden herkes kendi yaşam deneyiminde, şimdi ulaşmış olduğu yeri, insanlığın geldiği son nokta sanır?
Kadın dediğin, başına gelenlerin üzüntüsüyle yetinmez, gelebilecek olan bela çeşitlerini de hayal ederek, derdini çoğaltır.
“Hayat bazı insanların kalbini daha çok kırar.”
Reklam
Hayatım içimden geçen cümleler içinde geçti.
Neden kendilerine yabancı her duygunun, mutlaka karşı taraf için de geçici bir duygu olduğunu, zamanla değişeceğini sanırlar? Neden kendimizi başkasının yerine koyma konusunda bu kadar isteksiz ve beceriksiziz? Bazı insanların bizden farklı olduklarını, farklı hissedebileceklerini düşünmeyiz? Aramızdaki bazı ortaklıklara bakarak, neden bütün duygu ve davranışlarımızın da aynı olması gerektiğini, değişeceksek bile, aynı yönde değişmemiz gerektiğini düşünürüz? Hep düşünmüşümdür: Bu toplumda zaten bir türlü kendimiz olamadığımız için mi kendimizi başkasının yerine koymakta bu kadar zorlanıyoruz?
Bilginin zehiri bünyeye bir kez yayılmaya görsün, değiştiremediğimiz gerçekler karşısındaki çaresizliğimizi sürekli bize hatırlatarak her anımıza acımasızca sinerek hayatın tadını kaçırır. Her çeşit bilgi, kazandırdıkları kadar kaybettirdikleriyle de hayatımızı biçimlendirir.
Genç olduğum zamanlardaki kalbimi özlüyorum. Belki saftık, toyduk, hamdık, ama iyiydik. İyi. Şimdi kimsenin kolay söyleyemeyeceği, yalın bu sözcük uğruna bir gençlik verdik: “İyi”. Şimdi her çeşit kötülüğün, zeka oyunu; her çeşit aşağılamanın ince alaycılık sanıldığı bir çağa geldik. Ancak, her gün damarlarımıza aşırı doz siyah mizah şırınga ederek katlanıyoruz gündelik hayat dedikleri sığlığın derin karanlığına. Hiçbir karanlık o kadar derin değildir. Her şey, herkesin gözü önünde kaybolup gider. Zamanla hayat boşalır, hülyalar tavsar, her şey sıradanlaşır. Hiçbir şey hayatın sıradanlığı kadar acı vermez insana. Çaresizlik, en “resmi” duygumuzdur. Çünkü, “Devlet” desteklidir. Bütün çaresizliklerimizi devlete borçlanırız.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.