Yetinmenin yaşlarına gelmiş bir kadın…Aramanın da, bulmanın da anlamının dolduğu yaşlar..
Yüksek Topuklar’ı okuyan bir kadının, kitapta bahsi geçen kadın profillerini kendiyle ve hemcinsleri ile kıyaslamadan ya da irdelemeden okuma ihtimali yoktur. Zira Yüksek Topuklar’da kadınlar; düşünceleri, duyguları , güçsüzlükleri, iğreti davranışları, gizlendikleri maskeler ile öyle güzel işlenmiş ki .. Sorgulamadan okumak mümkün olmuyor. Yazarın müthiş bir gözlemci olduğunun kanıtı bu binbir çeşit kadınlar.. Bu gözlem gücünün beni çokça hayrete düşürdüğünü de belirtmeden geçemeyeceğim.
Mungan, Nermin’in iç sesi ile yakın tarihimiz üzerine de fazlasıyla değinmiştir bu çok yönlü romanda. Birden kendinizi Türkiye’nin yakın tarihinde yaşanmış bir olayın vaveylasını duyarken bulmanız da olası. Bir yandan bir kadının geçmişinin gölgesinde yolculuk yapmak, bir yandan da Türkiye’nin yakın tarihine panoramik bir resimden bakmak gibiydi Yüksek Topuklar’ı okumak..
Nermin’e beş günlük bir süre için bırakılan ve Nermin’in iç muvazenesini sarsan , beş yaşındaki bir kız çocuğuna yüklenen rol ise benimsemekte zorlandığım tek kısım oldu kitapta. Beş yaşındaki bir çocuk bu kadar olamaz dedirtti. Buna rağmen ilgiyle okuduğum ve beğendiğim bir kitap oldu Yüksek Topuklar.
“ Hayatım içimden geçen cümleler içinde geçti.“ demiş Mungan. Çoğumuzun hissettiğini dile getirmiş belki de.. Cümlelerimizi haykırabilmek , anlaşılabilmek dileğiyle .. Keyifli okumalar..