Pythagorasçılara göre felsefenin en önemli kısmı insanı, insan ruhunun doğasını ve bunların başka yaşam formlarıyla ve evrenle ilişkilerini öğreten kısmıydı.
Gerçeğin ve olanaklının sınırlarını kesinlikle aşan, Yunanlıların en önemli dinsel fikirlerini, hatta Tanrılarını Mısırlılardan aldığı iddiası Heredotos'un meşhur bir tezidir.
Avrupa'da felsefenin doğuşu, demek ki evrenin kökeni, doğası ve barındırdığı süreçlerle ilgili sorunlara mitlerin getirdiği çözümlerin bilinçli olarak terk edilmesinin sonucuydu.
''Herakleides Pythagorasçılardaki fasülye yeme yasağını tuhaf bir hurafeyle açıklar: Bir fasülye bir mezara konulup üstü gübreyle örtülerek kırk gün bu halde bırakılırsa insan biçimini alırmış.''