Kalbimi susturdum, birkaç saat sonra yurdumu, milletimi ne halde görürsem göreyim ağlamamaya, erkek olmaya, Tatar olmaya, o eski mağrur, korkmaz Tatarlardan olmaya kendi kendime söz verdim.
Tren, bulutların arasından yeni çıkmış güneşin ışıklarında pırıl pırıl parlayan Sivas (Sivastopol) sularının üstünden geçerken, yurt toprağı, karşıma garip bir ana gibi çıktı ve beni bir öksüz çocuk gibi ağlattı.