Zweig'in "Bir kadının yaşamından yirmi dört saat" kitabı gibiydi. Kendi hayatının gölgesinde kızına ve torununa karşı özgürlükçü olmak isterken, onlardan uzaklaşan bir kadının; kızı gibi büyüttüğü torununun gitmesi üzerine, ona yazdığı mektuplar. Mektuplar bir öğütten öte yaşadıklarını, sırlarını, yaptığı yada yapmadığı için pişmanlıklarını anlatıyor, bir nevi iç döküş de diyebiliriz. Kadının iç dünyasına bir başka yolculuk.
Arka kapağında "Eco'nun 'Gülün Adı' adlı romanından sonra en başarılı İtalyan romanı" olarak adlandırıldığı, uzun süre çok satanlar listesinde olduğu belirtildiği için sanırım beklentimi karşılamadı.