Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yürekte Bukağı

Tomris Uyar

Yürekte Bukağı Gönderileri

Yürekte Bukağı kitaplarını, Yürekte Bukağı sözleri ve alıntılarını, Yürekte Bukağı yazarlarını, Yürekte Bukağı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu dip-çiçekleri (ihtiyar mavi-uçlulardan öğrendiğimize göre) eski günlerdeki görkemli çiçeklerin solgun anılarıymış. Zamanla maydanoza, tereye, rokaya, radikaya, ebegümecine, riganiye, naneye, dereotuna, ve melissaya dönüşmüşler. Çünkü eskiden, Rumca adlarını bilmediğimiz ve tam on üç rüzgarın çarpazlama kestiği sayısız geçitte çiçek pazarları kurulurmuş.
Düşün çırpıntıları, som bir taş oldu, yüreğinin kesesinden koptu, yüzeye doğru ağmaya başladı.
Reklam
Kol kırılır, ama yen içinde. Töreler böyle.
'' Hayvanlar, gelişme çağında bağlandıkları yerlerden çıkmamak için vahşi bir direnç gösterirler. Oralarda edindikleri adetlerince yaşarlar, üstelik kendilerini güven içinde duyarlar. Değişmez bir güvenlik kanunu, her hayvanı koruyucu bir kuşak gibi sarar. Bu kanun, sayısız insanların ölümüne yol açmıştır. Boğa, arenaya girer girmez, çocukluğunun o koruyucu kuşağı yeniden onu sarıverir ve İspanyolların Querencia dedikleri o alan, pistin en tehlikeli kesimi halini alır; çünhü onun hayali sınırı aşıldı mı, hayvan beklenmedik bir boşalma gösterir. Bu ölüm coğrafyası bilinmediğinden, matador, hasmını bu güvenlik kalesinden dışarı atamamışsa, tam ona hakim olduğunu sandığı anda, vahşi hayvanın beklenmedik bir saldırısının kurbanı oluverir."
Ölü bir zamansızlık kokusu dolanıyordu Ada'da. Yaz, çekilmiş bir diş gibi yokluğuyla zonkluyordu.
Sözde köylülerin sınıf atlama çabaları, iyi yemeklere, lüks lokantalara, okumuş kadınlara düşkünlükleri! Seviştikleri ki şileri saymamaları, saydıklarından ürkmeleri? Anlaşılan, bu toplumu yalnız benim sınıfımın yağmaladığını düşünmüştüm. Cezam azdı bile.
Reklam
Alt sınıflardan gelip başarıya ulaşanları, kendilerini devrimci, eylemci sananları, yedikleri çanağa, yaşadıkları aşka utanmadan tükürenleri, savundukları düşüncelerle yaşam biçimlerini asla yan yana götürmeyenleri, götürmek istemeyenleri ağzım bir karış açık dinlemiştim. Hepsinden ben, benim sınıfım sorumluydu. Onların benim bin güçlükle sıyrıldığım düzmece değerlere yapışmaları hiç mi sarsmamıştı beni?
Benim önemli saydığım günleri hiç unutmayan, beni sevindirecek ayrıntıları kollayan, düşüncelerime hep saygı gösteren gençlik arkadaşlarımı silip atmıştım. Sınıfdaşlarımı. Tutarlı sınıfdaşlarımı. Bir arada kalıp bir yozluğu körüklememeliydik. Küçük burjuvaca duygularımıza saplanmış kalmamalıydık. Tek başına, eldeğmemişliğimizi, cesaretimizi denemeliydik. Dürüst, ödünsüz, gözden çıkarıcı bir yaşam sürdürmeliydik. Demek onları bir çeşit sayrılık gibi atmıştım bedenimden, kafamdan. Çevremi boşaltmıştım. Yalnızdım.
Sen bizlerden bile isteye koptun ... Senin deyiminle, "yoz ilişkilerden, kentsoylu hüzünlerinden.
Nerde uyuz, gözlüklü, ergenlikli bir oğlan, sen orada. Nerde sakat, yaralı bir hayvan, sorunlarının altından kalkamayan yaralı bir insan, sen orada.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.