Resmin rehindir gurbetimde.
Gurbetimde sesleri aşındırmış kimliksiz bir kasaba
ve senin kederini ıslatan o yağmurlar rehin.
Alnı özlemle dağınık bir akşam getirdim sana.
Sar, büyüt ellerinle, konuk et sıcaklığına;
konuk et kanatları kanatılmış kuşlar getirdim sana...
Ve akşam, bir kez daha;
saçlarını topla ve dağıt sesini
Sustun;
sustukça çoğalan boşluğa vurdum
sonra her uçurum ıssızlığı kadar dalgın ve yorgun
'yalnız kentler' diyorsam sen de kentler gibi yalnız
ve baştan sona günahkâr
günahına ey uçurum çiçeği, günahına vurgunum!