Low Rated Yürümek Reviews
You can find Low Rated Yürümek quotes, low rated Yürümek book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.Score
8Out of 10
#okudumbitti
#yürümek
#sevgisoysal
~~Ela ile Mehmet'i çocukluklarından başlayarak, yetişkinliğe ve yollarının kesişmesine kadar hayatlarını anlatan romandır.
~~Toplumdaki cinsiyet ayrımcılığı, kadın erkek ilişkisi, aile baskısı altında cinsiyet kimliğini tanıma, birazda 12 Mart 'a değinmiş.
~~Ankara kokan bir roman.
~~Derin konulara
Sevgi Soysal'dan okuduğum ilk eserdi. Yazarın üslubunu fazlasıyla sevdim. Duyguyu çok güzel geçiriyor ve bunu kısa cümlelerle yapıyor. Karakterlerin zihniyetine, hislerine fazlasıyla hakim olabildim.
152 sayfalık bu kısa romanda Ela ve Memet'in; hayatı, ön planda tutulan konu olan cinselliği, keşfediși, yaşayışı işlenmiş. Karakterlerin iç dünyasını, çevrelerinin onlara bakışını, onlardan beklentisini de görüyoruz. İç dünya aktarımı gerçekten çok başarılıydı. Bu yüzden karakterlerin onaylamadığım davranışlarına karşı olur öyle şeyler moduna geçtim.
Bölümler arası geçişlerde yazar, doğadaki herhangi bir hareketten bahsediyor ve bu bana dizilerdeki geçiş sahnesi hissini verdi, farklı geldi, güzeldi. Yazarla yeni tanıştığım için üslup farkından mı emin değilim fakat kitap beklediğime pek yakın çıkmadı. Ama sevdim.
Onca iyi yorumun arasında biraz sırıtacak ancak kitabın eleştirilmesi gereken birkaç nokta var diye düşünüyorum. İnsan doğar, büyür ve ağır gelene ya da kabiliyetini yitirene kadar yürür gibi bir fikre yaslanarak ilerliyor kitap. Güzel tespitler var katılıyorum; ancak 2 insanın hayatlarını anlatıyorsan 152 sayfa bunun için çok yetersiz değil mi? Bazı konular, örneğin tesadüf anı, çok üstünkörü geçiştirilmiş hissi vermedi mi okurken? Başlangıçta merak uyandıran bir hikaye varken, baştan savma bir sonla bitirilmiş bulmadınız mı kitabı? "Yenişehirde Bir Öğle Vakti" yazarın okuduğum ilk kitabıydı, o kitaptan sonra tatmin edici gelmemiş olabilir. Belki de hikayeye odaklandığım için kitaba hak ettiği değeri veremiyorumdur bilmiyorum.
Bu noktadan sonrası Spoiler olacak
Asıl konu İmroz adasının Gökçeadaya dönüşümünden bahsetmekmiş de kitabı okutmak için başta merak uyandıran bir hikaye kurgulanmış, anlatmak istediğini anlattıktan sonra da hikayeden vazgeçilmiş ve bir anda kitap bitirilmiş gibi hissetmiştim. Yazıldığı döneme göre değerlendirecek olursak bahsetmek istediğiniz asıl konuyu, sıkıntılı bir meseleyi, araya sıkıştırmak makul görünüyor. O dönemde okusam sevebilirdim kitabı. Yalnızca edebiyat açısından değerlendirdiğimde hikayeyi zayıf buluyorum, Sevgi Soysal'ın çok daha iyi işlerinin olduğu da düşünülünce...
152 syf.
7/10 puan verdi
Yürümek, dönüp bakmamak arkaya. Arkada ne var? Yan yana asılı duran resimlerin korkutucu düşlerle yüklü can sıkıcı renklerinden başka.
Susmak, tanımak,sevmek...
Sevgi Soysal'ın bu kitabı,bilindik roman geleneğinden farklı bir tarzda yazılmıştı bence. Cümlelerde bir etrafla hesaplaşma bir iç yolculuk vardı.
Gerçekliği tüm çıplaklığı ile ortaya çıkarmaya çalışırken,bambaşka bir gerçeklik ortaya çıkarmış yazar.
Sevgi Soysal bence,anın duygu betimlemesini çok iyi yapıyor. Karakterlerin hislerini çok farklı yansıtıyor.
Kitabı beğendim, özellikle Ankara sokakları kokan bu hikaye oldukça değişik bir iz bıraktı ben de.
Evet Sevgi Soysal'ın kalemini seviyorum. Seviyorum çünkü çok farklı bir tecrübe yaratıyor ben de okuduğum kitapları...
Özellikle TanteRosa kitabı...
Ela ve Memet'in yolları kesiştiğinde hayat ikisine de çoktan başka yollar öğretmiş kendisiyle başa çıkmaları için. Yaraları aynı olsa da biri Ankara'nın kurak ikliminde diğeri Büyükada'nın sıcaklığında büyümüş iki farklı karakter.
Yazının devamı için: kitapmagarasi.blogspot.com/2020/12/yurumek...