Müslüman olup asırlarca bir ve beraber yaşayan Müslümanların Türk, Arap, Kürt, Arnavut gibi unsurlar ayrımı ile kendi aralarında bölünmeleri ve bunu bugüne kadar sürdürmeleri kavmiyet-ırkçılık davasının ne bitmez bir bela olduğunu gösterir.
Artık cehalet pazara çıkmış ,kovuklardan ses gelmeye başlamıştır. Böyle bir hayat içinde, eğitim ve öğretim de teneke sesi vermekten başka bir işi yaramayacaktır.
Felsefi ve edebi bir süre eser terceme edilmiş, daha kolej tahsili sırasında ilim ve maarif adına yabancı dil öğrenerek batı kültürü ile bağ kuranlar yaşlarının en olgun devresine gelince İslama düşman kesilir olmuşlardır. Çünkü fikrî gıdalarını Avrupa'nın dinsiz yazar ve düşünürlerinden almaktadırlar.
Hakkı tanımadan, onunla bir sofrada oturmadan gelişme ve ilerlemeden bahsedenlerin memleketi ne hâle getirdikleri sonradan gelenlere ibret vesikası olmuştur.
Bunu böyle bilmeli ki, Allah'ın yaktığı bu nûr öyle basit, adi, hükümsüz ve kıymetsiz safsatalarla hiçbir zaman söndürülemez. Kim onu söndürmek için "püff" demeye kalkışırsa kendi yüzünü, gözünü yakar. Onun ahkâmı kıyamete kadar bakîdir.