Yusuf Akçura'ya Göre Büyük Güçler ve Osmanlı Devletinin Yıkılışı

Abdullah Gündoğdu

Yusuf Akçura'ya Göre Büyük Güçler ve Osmanlı Devletinin Yıkılışı Sözleri ve Alıntıları

Yusuf Akçura'ya Göre Büyük Güçler ve Osmanlı Devletinin Yıkılışı sözleri ve alıntılarını, Yusuf Akçura'ya Göre Büyük Güçler ve Osmanlı Devletinin Yıkılışı kitap alıntılarını, Yusuf Akçura'ya Göre Büyük Güçler ve Osmanlı Devletinin Yıkılışı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İngiltere'nin sabit siyaseti üç cümle özetlenebilir:1) Denizleri serbest veya kendi hükmü altında bulundurmak 2) Ham maddeler alınıp mamul maddeler satılacak müstemlekelere malik olmak 3) Müstemlekelerden başka ticari pazarlar sağlamak
Sayfa 126 - IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2010.
Şark Meselesi nedir?
Şark Meselesi Osmanlı Devleti'nin merkezde yer aldığı siyasi tarih algılamasıdır. 18. yy ikinci yarısında konu halinde ortaya atılmaya başlamışsa da esas isimlendirme 1815'tir. Napolyon Bonaparte'nin dağıttığı Avrupa siyasetini düzene koymak için toplanan Viyana Kongresinde Rus Çarı I. Aleksandr kongre delegelerinin dikkatini Grek davasını yönlendirdi. Osmanlı Devleti'nin çağrılmadığı bu kongre milliyetçilik, hürriyetçilik, cumhuriyetçilik düşmanı Avusturya Başbakanı Metternich'in ve doğuda Rusya'nın genişlemesini daima endişe ile karşılayan İngiltere delegasyonun etkisiyle bu konuda görüşmeler yapılmasını reddetti. Ancak Rus delegeleri resmi görüşmeler dışında kongre üyelerinin nazar-ı dikkatini Osmanlı İmparatorluğu içinde yaşayan Hristiyan halkın durumuna çekti ve bu durum için Şark Meselesi tabiri kullanıldı. Söz konusu tabir ayrıca diplomatlarca geleceğe ilişkin tasarıları anlamlandırma da kullanıldı. Avrupa tarihçileri bu tabiri geçmiş zamanlardaki Türk-Avrupa ilişkilerini açıklamak için kullandılar. Böylelikle Şark Meselesi geçmiş-hal-gelecek derinliği olan tarih terimi olarak anlam kazandı. s.7-8
IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2010.
Reklam
Türklerin İslam aleminde üç türlü siyaset izledikleri sonucuna varılabilir: 1) İslam aleminin gerçek hakimi yani dini reisi ve siyasi hakimi olmak. Bu hedefi önce bir dereceye kadar Sultan Gazneli Mahmud sonra geniş ölçekte Tuğrul Bey ve Melikşah, Osmanlılardan Selim amacı tamamen alır 2) Batıya doğru ilerleyip bir zamanlar büyük cihan hakimiyeti addolunan Roma İmparatorluğu'na, Rum memleketlerine sahip olmak, büyük Konstantiniye'yi feth etmek... 3)Güneye Hind'e doğru ilerleyip cihanın en zengin hazinesi efsanevi kıtayı idare altına almak bu maksadı elde etmeye Gazneli Mahmut başladı... s. 95-96.
IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2010.
Akçura'ya göre Osmanlı'nın dış siyaseti
"Akçura'ya göre; dış siyasette başarılı olabilmek ancak iyi bir iç siyasetle mümkündür. Osmanlıların muntazam ve kesin bir iç siyaseti izlemişlerdir. Bu siyaset Türk, Rum, Ermeni, Müslim ve gayr-i Müslim unsurları birbiriyle yoğurup lisanı Türk ve dini İslam olan bir millet ihdas etmek istemişlerdir. Genel hatlarıyla Fatih'e kadar Osmanlı Hükümdarları'nın dış siyasi hedefleri, Rum Selçuklu Sultanlığı yerine kaim olmak, Doğu Roma'ya sahip olmak ve nihayet Batı Roma'yı da ona ilhak ederek Roma İmparatorluğu'nu Osmanlı hanedanı idaresinde ihya etmek diye özetlenebilir." s. 40-41.
IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2010.
Osmanlı Devleti'nin harbe giriş meselesi birbirini izleyen üç oldubittiyle gerçekleşmiştir. Burada oldubitti ifadesini Osmanlı Devleti'nin harbe giriş kararını veren kabine üyeleri Sadrazam Said Halim Paşa ve Talat Paşa da bizzat kullanır. Bu oldubittilerden birincisi 2 Ağustos 1914 tarihli Osmanlı-Alman ittifakı, ikincisi Geben ve Breslav adlı iki Alman gemisinin Çanakkale Boğazı'na girmesi, üçüncüsü bu gemilerle Karadeniz'de Rus donanmasına yapılan saldırıdır. Bu üç olay Meclis, Hükümet ve Padişah'ın bilgisi dışında, yalnız Enver ve kısmen Talat, Halil ve Sait Halim paşaların sorumluluğu altında gerçekleşir
Sayfa 46 - IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2010.
Almanya ve yıldırım savaş taktiği
Cihan Harbi'ne girerken Alman planı yıldırım savaş taktiği ile önce Batı'da Fransa'yı altı haftada hemen savaş dışı bırakmak ve ardından Çar Nikola'nın muazzam askeri insan gücünü harekete geçirmesine fırsat vermeden aynı hızla Rusya'yı çökertmek esaslıydı. Almanya böylece müttefiklerinden yalnızlaştırdığı esas rakibi İngiltere ile yılların hesabını görecekti. Bu planın işlemesi için zorunlu yıldırım planı yapılması gerekiyordu ve plan dönemin kuvvet dengeleri gözetildiğinde iyi bir plandı. Bu plan başarıya yaklaşsa da Alman Genel Kurmay Başkanı Moltke'nin ünlü Alfred Graf von Schlieffen planını bozması neden oldu.
Sayfa 51 - IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2010.
Reklam
"Fatih'ten sonra Avrupa'ya, Batı'ya yönelen bu siyasete tepki oluşacak, Veli Beyazıt ile Yavuz Selim'in dış siyaseti kendinden öncesine karşıdır ve Doğu'ya yöneliktir. İç siyaset de buna uygun olarak daha tutucudur. Doğu Akdeniz'e ve ona kıyısı olan Suriye'ye hakim olmak Osmanlı ve Mısır Memluklerinin orta hedefiydi. Bu da rekabete yol açmıştı. İki İslam Devleti'nin rekabeti kaçınılmaz bir şekilde dine daha çok önem veriyor görünmeyi gerektiren bir siyaseti doğurmuştur. İkinci olarak Şiiliği siyasi emelleri için kullanan Safevi devletinin kurulması, Osmanlı tebaasını mezhep bağıyla kendine bağlaması, Osmanlıların kendi ahalisi bağlarının kopması sonuçta da kendiliğinden çökmesi anlamına geliyordu.
Sayfa 41 - IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2010.
İlk Osmanlı padişahlarının dış siyaseti
"İlk Osmanlı hükümdarlarının dış siyasetini üç başlıkta toplar: 1)Selçuklu saltanatını, Osmanlı saltanatı halinde ihya etme, yani al-i Osman'ı al-i Selçuk'un yerine ikame etmek, 2) Doğu Roma İmparatorluğunu da Osmanlı saltanatı halinde ihya etmek 3) Doğu Roma'yı denizden ve karadan Hristiyan Avrupa ile ulaşımını kesmek için Akdeniz boğazına ve Balkan yarımadasına hakim olmak Bizans'ın feodal unsurları arasındaki rekabet, Balkan kavimleri arasındaki anlaşmazlıklar ve Doğu Ortodoks kilisesi arasındaki mücadele ve düşmanlıklar bunun gerçekleşmesinde Osmanlıların işini kolaylaştıracaktır."
Sayfa 40 - IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2010.